🏓 Bak Hele Bak Bak Seyirci Sanki Şarkısı
Şehrinana caddesindeki kuyumcu dükkânlarından birinin kaldırımı önünde bir köpek yavrusu ön ayakları üzerine uzanmış, acı acı sızlanıyor, arada başını iki yana çevirip, etrafını alan mahalle çocuklarına bakıyordu. Köpek yavrusunun iki ard ayağını az evvel, demir tekerlekli bir yük arabası ezmişti. Şimdi mafsallardan aşağısı pestile dönmüş, ayaklar
Karakterlerdenİskender'in, Fatma'nın, Maradona'nın, babanın birer şarkısı vardı. İskender yeteneksizliğiyle babasını canevinden vurduğu için, birlikte Çanakkale'ye gitmeden önce
Herhâldeendüstrideki bütün arkadaşlarımın bu ise başlamasına sebep olan yanılgıdır bu. Eğlence sektörü. Eğlenme sektörü değil. Hatta zamanla şunu görür insan. Kan, ter ve gözyaşıyla hazırlanan bir etkinlikte eğlenmeyen tek grup çalışan insanlardır. Ya eğlenmeyen, ya da zamanı olmadığı için eğlenemeyen
VATANDAŞOYUNU - TİYATRO. ARİF - DOKTOR - HADEME - MEMUR MASKELİLER. (Işıklar söner. Ortada sadece çok hafif bir aydınlık kalır. Maskeliler oyunda kullanılacak arkalıksız iskemleleri zıplaya zıplaya taşıyarak girerler. Çok renkli, hol ve pelerin gibi şeyler giymişler.
BenimHikayem Hikayesi. Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini.
Ohaftanın 2 numarasındaki şarkı 30 nisan 2009 tarihli yazısında Hürriyet-Ankara yazarı Sevgili Yaşar Sökmensüer, sabahın köründe bir kör kurşunla kapandığını sandığım kabuk bağlamış yaramı kanattığında bir karşı yazıyla uyardım: “Söz, söz sana, bir zamanların Milliyet gazetesinin düzenlediği Liseler arası Hafif Batı Müziği Yarışması günlerini
Gözlerimbir yudum uykuya hasret, Ömrüm bir yudum nefesine, Yüreğim bir yudum sevgine, Elim ellerine, başım dizlerine, Ayaklarım yoluna hasret, Hasretimsin sevdiğim, Bütün hasretlerim aslında sen. Sensiz geçen gecelerde uyumayı unutturdu hasretin bana. Gözümden kayan yıldızların ardından,
Anneniarayıp "kocamla çok mutluyuz," de bak, nasıl mutlu olacak. Bayramlarda toplaştığınızda tüm ailene o sene aldığın primi anlat. Hepsi senin için ne kadar sevinecekler. Babana "bu maaşla geçinemiyorum ben" de bakalım, adamın gözüne uyku girecek mi aylarca, elinden hiçbir şey gelmiyorsa hele!
Tribünsüzminik bir salon. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece. O kadar yakındılar. Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel
KoleraEzberimi Bozdurdun şarkı sözlerine buradan ulaşabilirsiniz. Koleranın yeni çıkan şarkısı ”Ezberimi Bozdurdun” youtube ve tüm dijital müzik platformlarında! [Verse 1] Katlanırdı gönlüm gözüm görmeyince, gördüm seni, aktı
Buşarkıyı hep bir hüzünle dinlemişimdir.Uzay Heparı'ya yazılmış bir şarkı olması etken tabi.Mete Özgencil yazmış sözlerini.Evet bir zamanlar Mete Özgencil de vardı.Çok güzel işler çıkarırdı. ''Önünden geçtiğim harabeler hala ayaktalar'' mutlaka dinleyin. YouTube.
Sosyalmedya malumunuz çok önemli. Gazete, dergi ve kitap sosyal medyadan, hatta daha ağırlıklı olarak twitterden sonra gelmeye başladı hepimiz için. Bu arada sosyal medya yokken ne yapıyorduk sorusu bir kez daha aklıma geldi; fakat bu konu başka bir tartışma konusu.(Sanki medya bilimcisiyim laflara bak hele.)
yOiwJnc. 25 yıldır tanıdığım, ve bir kez bile adıyla hitap etmediğim yıldır tanıdığım, ve bana bir kez bile adımla hitap etmemiş adam. yıl 1991, aylardan gene böyle bir eylül,o zamanlar severek dinlediğimiz slayer ve megadeth bir yıl önce yanlarına testament ve suicidal tendencies gibi iki baba grubu da alarak 'clash of titans' turuna çıkmış. ilk turnenin ardından ikincide testament'in yerini anthrax, suicidal'ın yerini alice in chains alıyor. bkz clash of the titans turnesibiz ergenliğe yeni girmiş kafamızla 'la bebeler, şunlara metallica da katılsa, efsane big four turnesi olur' geyikleri yaparken tunalı hilmi'de plakçı siliman abi, dükkan vitrininin sol tarafına devasa bir 'clash of the titans' afişini çakıyor,'aman siliman ağabey, taşşağını kızlar yesin, hele söyle kaç para bunun ederi?' diyerek her haftasonu dükkanın kapısını aşındırıyoruz. amma ve lakin cevap hep aynı, 'satılık değil'metallica 'black' albümü çıkarmasının ardından moskova 'monsters of rock' festivalinde pantera ile birlikte moskovayı yıkmış. bir ay sonra harçlıklarımızı birleştirip aldığımız 'kerrang' dergisinde lars ulrich'in o konserde elleri kanayana kadar çaldığını okuyup, kanlı elleriyle poz verdiği resmin olduğu sayfayı almak için aramızda uzun süre kavga konser öncesi ve sonrasında çıkan olaylarda polisin onlarca genci döverek öldürdüğünü öğreniyoruz. 89 berlin duvarının yıkılmasının ardından sallanmaya başlayan sovyetler birliği, bu konserin üzerinden 3 ay geçmeden resmi olarak yıllar, herkesin rock & metal dinlediği yıllar. herhangi bir şehirde, herhangi bir lisenin herhangi bir sınıfına girin, metallica, olmadı guns n' roses veya bon jovi dinleyen birini illaha ki tekil ve tayfası 'laneth' dergisiyle yeraltından başgöstermeye başlamış,kimler yok ki?halihazırda üniversitelerde akademisyenlik yapan, televizyonda araba programı sunan, hürriyet gazetesinde köşeyazarlığı yapan şimdinin ağır abi ve ablaları o zamanlar yirmili yaşların heyecanıyla her ay yeraltı dergisi laneth'de sivilceler, cebimizde değiş tokuş ettiğimiz çekme kasetler, üzerimizde beden eğitimi derslerinde giydiğimiz metal grup tişörtleri, uzatmaya çalıştığımız saçlarımızla, her yerdeyiz. neyse, ne diyordum?1991 yılının eylül ayı, güzel bir sonbahar akşamüstü, siliman abi'nin dükkanında plak bakıyorum.aç parantez-siliman abi'de alavere dalavere olmaz. diyelim yeni çıkmış bir albüm çektireceksiniz, albümün uzunluğu 62 dakika. siliman abi o 2 dakika için 90'lık kaset kullanır. yüksel caddesinde bu işlere yeni başlayan pıtır ise değil 62, albüm 75 dakikada olsa 60'lık kaset kullanır. gidip 'abi son 3 şarkı yok' filan derseniz. 'ya gülüm bizdeki kayıt o kadar, hanım yurtdışında, yenisini getirince söz sana bedava çekecem' gibi abuk yanıtlar alırsınız. o albümün çekmesi zaten bencileyin yirmi garibana eksik satılmış, cd'nin orjinalide çoktan paralı bir kolej çocuğuna akıllara durgunluk bir fiyata itelenmiştir. tişört, çakmak, yüzük, pena gelir, ama o albüm bi daha sittin sene gelmez. gelse de pıtır onu sana bedavaya çekmez. gene para ister, gene eksik çeker. hakkını aramaya gittiğinde iki tane açık saçık fıkra dinler bir de söylenmesine rağmen nedense bir türlü gelmeyen çayı hayalinde içersin. siliman abimiz ise işin ticaretinde değildir, on kaset alana iki tane bedava vermez ama işini de hakkıyla yapar. temiz çalışır. titiz çalışır. alavere, dalevere yapmaz. küfür etmez, ciddidir-kapa parantez'bu megadeth'in yeni albümü ne zaman çıkacak be siliman abi?' dediğim anda hemen yan tarafımda plaklara bakan orta boylu, kara saçlı, ben yaşlarda, üzerinde kolej üniforması olan zayıfça eleman kafayı benden tarafa doğru olarak bende dönünce iki gözlüklü gözgöze kısınca, burnu yukarı doğru yukarıdan aşağıya doğru hızlıca bir süzüp kafasını plaklara doğru geri çevirip siliman abi'ye sorduğum soruyu yüzüme bakmadan o cevapladı, 'seneye çıkacak, daha var'kolej formasından gıcık alsam da muhabbeti devam ettirmek için,'so far, so good' gibi bişey gelse bari'tekrar dönüp 'hah' diye bir ses çıkarıp tekrar kısınca, burnu gene havaya kalkar gibi oldu.'so far, so good iyidir panter''en iyisi' kulak memesini sağ başparmağı ve işaret parmağı arasına alıp ufalarken biraz düşündü,'rust in peace var' dedi.'so far, so good daha iyi' diye ısrarcı bir tutum takındım. ses ettim, 'so far, so good metal tarihinin en iyi albümü olabilir''öyle de, rust in peace'i ne yapacağız?''so far, do good' dedim 'daha karanlık, daha ...'benim megadeth'le tanıştığım albüm so far' dedi, 'ama...'ilkokulda başladım ben bu işe' demek istiyor zaar diye düşünüp, 'en sevdiğin parça?' diye sordum gelecek cevabı bildiğime yüzde yüz emin olarak,'so far'dan mı?''hı'hiç düşünmeden, teklemeden, duraksamadan şak diye 'mary jane' dedi.'hadi canım'kafasını sola doğru eğip sol kaşını 'eh öyle' der gibi yukarı doğru kaldırdı, 'in my darkest hour?' dedimkafasını onaylar biçimde sallayıp 'mary jane panter' dedi,küçümser bir edayla bu sefer ben onu yukarıdan aşağı süzdüm, ukalaca gülümseyip cevap bile vermeden alacağımı alıp dükkandan 1993. aylardan mart;meşhur lanethli konserlerin ankara hazy hill, dark phase, deathroom...konser öncesi çıkan olaylar, konser esnasında çıkan olaylar,konser sonrasında çıkan olaylar,son grup deathroom sahnedeyken polis mekanı basıyor, kapının tam yanındayım. sahnede kolu bacağı koparılmış mankenlerin ortasında yarı çıplak böğüren izbandut gibi uzun saçlı adamlar, parça pinçik olmuş sinema koltuklarının üzerinde birbirlerinin üzerine atlayan kafa göz yarılmış, kimisinin suratı boyalı başka uzun saçlı adamlar...içeri giren polislerin yüzündeki o ifadeyi hala unutmuyorum;bir müddet şaşkın şaşkın sağa sola baktılar, sonra hiç ses etmeden sessizce çıkıp o konserde istanbuldan gelen başını bakırköy tayfasının çektiği bir grup, birkaç angaralı metalciyi dövüyor. bunu yediremeyen angaralılar da motorcu, pazarcı, esnaf ne kadar adam varsa toplayıp geri ara baktım istanbullunun birini duvar kenarında motorcular kıstırmış, kasklarıyla kafasına vura vura döverek tersten böğürtüyorlar. adam dayak yemekten artık boyut değiştirmiş. artık ne yaptıysa, ne dediyse bayıltana kadar dövüyor, yüzüne şişeyle su döküp tokatlayarak ayıltıp, tekrar 'öldürecekler adamı' diye bir ses baktım, sigara, mimiksiz seyrediyor.'ooo, naber megadeth?' dedim.'iyi panter' dedi. sağ gözünü kısıp cigarasından derin bir nefes çekti. 'onbeş dakikadır dövüyolar adamı' dedi.'kelle, gulak yarılmış, amına goymuşlar adamın' 'çok küfretti başlarda' dedi. 'bakma şimdi konuşamıyor''berbad etmişler adamı yau, ağzında diş kalmamış, bak bak sol kol da kırılıp ters dönmüş'o ara, yakınlardan bir polis sireni öttü, motorcular dahil herkes toz oldu...1993 yılında ahmet san tam zirvedelerken önce guns n' roses sonra metallica'yı türkiye'ye getirdi.bkz 25 haziran 1993 metallica istanbul konseriiki otubis bencileyin kopukla, normalde hac seferi organize eden firma ile bira, şarap kafalar binbeşyüz, kaptan şoföre 'yuvarla, yuvarla şarampole yuvarla!' tezahüratlarıyla sabahın beşbuçuğunda metallica'yı kanlı, canlı seyretmek arzusuyla yanan, çoğu reşit bile olmayan genç dimağlar olarak inönü stadının arka tarafına gece önce gelip sıraya girenler yaz olmasına rağmen ateşler yakmışlar, küller sağa sola savrulmuş, yüzlerce bira şişesi, şişeleri toplamaya çalışan acayip kılıklı herifler...sabah sıraya girmemiz, bunalıp geri çıkmamız, kuyruğun yanında çatıya çıkan elemanların aşağı yuvarlanması, polisin gelmesi, su savaşları, karaborsa biletçiler, badici manowarcı abilerin birilerini dövmesi, yine sıraya girmemiz, bunalıp yine çıkmamız, akabinde yemek yemeye beyoğlu'na çıkmamız, nihayet stad'a girişimiz,otuzküsür saat uykusuzluktan sonra intro çalmaya başlayınca istemsizce ağlamaya başlıyorum,sonra?sonrası muallak...'wherever i may roam' çalarken akıl muhakememi yitirmişim,arkamdan birinin beni dürtmesiyle baktım. tere batmış küçücük, kıvırcık saçlı bir kız, sarhoş, ayakta duramıyor,hemen arkasında esmer bir silüet, uzamış, kulakları üstünde megadeth, benim üstümde slayer, sahnede metalika ona, o bana bakıyor,ağzı oynuyor, bişeyler söylüyor belli, fakat müziğin sesinden kulağına bağırdım,'ne diyon biladerim?'o da bağırdı,'megadeth mi metallica mı?''slayeeeeer!'gülümsedi,dişlerimi gösterip kurt gibi yıl sonra, underground fanzin'in birinde bir ilan gördüm,'metal grubuna vokalist, solo gitarist aranıyor. iron maiden, megadeth'telefon ettim. ses tanıdık, mota bilmiyorum. bastığım üç beş akor, bildiğim üç beş şarkı var. 'e yarrağım, neyine güveniyon o zaman?' diyenlere cevabım şu olacaktır,'megadeth'in bkz in my darkest hour parçasının ilk kısmını çalıyorumyeter mi? yetmez tabi... yetmedi debelirtilen gün ve saatte stüdyo'ya üstünde de megadeth tişörtü var, bende tabi slayer!gitarist o,davulcu bildiğin dave lombardo'nun üvey kardeşi,basçı da ayağının dibinde üçü dolu, üçü boş altı şişe kahverengi şişe efes olan bir doksanlık bir babayiğit ki ne çalması bildiğin şov çaktım bir 'selamaleyküm'basçı güldü, davulcu derin bir iç çekip burnundan tıslama sesi çıkardı, gitarist aldı selamımı,'tanıdım seni' dedi, 'süleyman abi'nin dükkandan''metalika konserinden' dedim en sevimli halimle,'ne dinliyorsun?' dedi basçı'slayer' dedimbasçı güldü, davulcu burnundan tıslama sesi çıkardı, gitarist 'başka?' dedi,'pantera, sepultura' dedim,basçı 'biz oraya megadeth yazmıştık okumadın mı?' dedi. davulcu bacak bacak üstüne atıp elindeki bagetleri çevirip oflayıp puflayarak tavana bakmaya başladı.'o da iyi' birden birbirlerine bakarak 'gitarın nerede?' dedi.'gitar almadım daha, alacam' dedim.'ne alacan?''daha belli değil''ne zaman alacan?'param yok diyemedim, 'o da belli değil'basçı güldü, davulcu güldü, gitarist 'cık, olmadı şimdi' gruba girme ihtimalim yoktu, en azından şovumu yapıp öyle gitmeliydim,duvara dayalı boştaki gitarı aldım,'e buraya kadar geldim, çalalım bir parça' 'slayer bilmiyoz biz aslan parçası' ters ters basçıya baktım, adam bildiğin adem ejderhası gibi bir herif, bir koysa beni ikiye böler,'pantera da mı bilmiyon?' dedim bakışımı, ne sesimin sertliğini iplemedi bile,'bize megadeth, iron maiden çalıp, söyleyebilecek adam lazım!' dedi sağ eliyle boynunun arkasını kaşıyarak.'e megadeth çalak o zaman' kafasını iki yana sallayarak sağ elini yüzünden geçirip inanmaz gibi bir bakış attı,davulcuya dönüp,'hangar' dedi,hemen 'boşver hangarı' dönüp 'peace sells' dedi,'çalabilecen mi sen peace sells'i?' güldü, 'so far, so good'cu eleman' ağzını büzüp, 'yok daha neler' yukarı doğru kaldırarak burnu büyük bir tavırla, 'into the lungs of hell' diye rest çekti,'in my darkest hour' diye restine rest ulan! 'vay vay vay!' deyip ekledi, 'e hadi bakalım',ayarlar yapıldı,daha önce yüzlerce kez yaptığım gibi gözlerimi kapayıp ilk dört notayı bastım,ses yok,gözleri kapalı sekiz nota daha o zamanlar deli divane olduğum, ama bir türlü açılamadığım bir hatun var,bu şarkıyı her çaldığımda onu düşünüyorum,sahnede göya masteyn, ben ve elıfsın varız, ben de her seferinde yüzbin seyirci eşliğinde bu hatunun tam önünde çalar gibi sıçtım,ama vokalde fena bir performans ortaya bitti, gitarist bir cıgara yaktı, basçı şişeyi dipleyip, dişleriyle kanırtarak dördüncü birasının kapağını açtı, davulcu kalktı, elinde o zamanların gariban talebe cıgarası monte karlo paketi elde tuvalete 'sesi fena değil' dedi. gitarist derin derin çektiği sigarasının dumanını havaya doğru üfleyip yan gözle de beni süzerken, başını yukarı aşağı sallayarak onay de şunu çalak deseler yan çenesini altını sağ elinin üstüyle kaşıyarak, 'gitarın olaydı, iyiydi' bir kağıda hızlıca bişeyler karalayıp uzattı, 'bak bu telefon numarası. gitar alırsan ara' vermedim.'bizim şehir dışında kendi stüdyomuz var. ama gitar lazım. gitarsız olmaz'telefon numarasının yazılı olduğu kağıdı aldım. 'tamam' deyip stüdyodan yazı. kaldırımları değiştirmek için komple sökmüş, heryerde dozerler, yol makineleri, kesif bir asfalt kokusu,temmuzun sıcağında ayakta asker postalı, bacakta kamuflaj asker pantolonu, üstte slayer tişörtü barlar sokağında sap sap omuzlara kadar paydaş ve mirkelam'ın 'her gece' şarkısı ortalığı yıkıp geçmiş. istisnasız her mekandan 'bu yüzden her gece ben, her gece üzülmüşüüüm' nidası birinden sıkma portakal suyu aldım, bir yandan da cıgara içip sağı solu öteden bişey seksen boy. doksan, ellibeş, doksan vücut ölçülerinde, güzelinde ötesinde bir yukarı doğru kıvırıp düğüm atmış. mavi bir etek, ayakta sandalet...cık, ölümlü değildir bu. hiçbir ölümlü bu kadar güzel olamaz. babası kesin zeus'dur bunun, anasını başımdan o ne?yanındaki herif?e tanıyom ben bunu,o,hopladım önlerine,zeus'un kızı ürküp durdu,yanındaki eleman boynunu geri doğru çekip beni süzdü,'vay, panter kardeşim!''oou, naber panter''iyi ne olsun''ne yaptın aldın mı gitarı?''daha almadım, alacam ama''iyi bakalım, ...senle de hep böyle alakasız yerlerde karşılaşıyoruz''doğru dedin şerif, yenge?''yenge?'gözümle işaret ediyorum.'yok''yok?''e, iyi bakalım...'aynı yıl başka bir afetle bu kez ankara'da filistin sokak'ta görüyorum elemanı.'ooo panter''gitar?''ne gitarı?''aldın mı gitarı?''yok, daha almadım''e, iyi hadi bakalım...'1996 ankara'da tuborg rock festivali var birinci olan gruba albüm arkadaşlar da aday olunca kalkıp grubu, şebnem ferah filan da gelmiş,uzun kıvırcık saçlı bir hatun sahne aldıktan sonra, yarışma formalite'ye döndü,insan kılığına girmiş bir dişi kaplanı sahneye atmışlar, bildiğiniz performansı o kadar iyiydi ki, o kadar zarhoşluğumuza ve uzmanlaştığımız savunma sanatlarına rağmen itiraz edip, vukuat bile çıkartmaya tenezzül edemedik, başımızı öne eğip kös kös antalya'ya dört sene sonra, birinci olan gruba ankara çankaya'da bir barda çalarken denk belinde azgın bir gitarist, ağzını büze büze sahnede coşuyor, ulan ben bunu tanıyorum, verildi, yanaşıp çaktım selamı,'naber, aldın mı gitarı?''yok baba bıraktım ben gitarı'gel zaman git zaman ahbap gün gene başka bir barda, baktım bunun surat düşmüş, yanaştım;'hayırdır babacan... iyi misin?''eh...''ne yapıyon?''aletleri toplayacam''program?''yok''e yardım edeyim?''olur'geçtik arkada alet, edevat topluyoruz. zank kapı açıldı. önden kel kısa, onun arkasından kapıdan boynunu eğerek izbandut gibi bir insan azmanı odaya namını duymuşum. tekinsiz bir herif. kısaca, bulaşılacak adamlar değil.'hayırdır gündüz bey, nereye?''3 haftadır oyalıyon bizi neco bey'neco bey'in gözler kıpkırmızı. neco bey artık ne içtiyse dünya ile bağlarını koparmış, neco bey diş gıcırdatıyor, neco bey uçuyor;'e verecez dedik''3 haftadır verecez diyorsun, ortada bir şey yok.''program?''yok''nasıl yok? dışarıda yüzelli kişi var''para?''e programdan sonra verecez dedik ya lan'döndü,'öyle lanlı, manlı konuşma bana''neco bey dişlerini sıkıp hırladı, 'posta mı koyuyon lan sen bana?'arkadaki azman dilini dişlerinin arasında sıkıp elini beline attı.'posta koyma filan yok. hakkımız olan parayı bey yanaştı, 'program bitsin verecem'bu arada arkadaki azman kafasını tehditkar biçimde yukarı aşağı sallayıp, gözünü kaşını oynatıyor.'yok''nasıl yok?''basbayağı yok işte''lan olm... ''bak neco bey. beni tanıyorsun. anamı babamı biliyorsun...'neco gözlerini kapayıp derin bir nefes alıp of çekiyor, sol elinin tersiyle havaya bir tokat atıyor. izbandut odadan çıkıyor.'...bu zamana kadar çıktık çaldık güzelce. ama bak 3 haftadır sıkıntı yaşıyoruz.'yauv, gündüz bey. benim de ödemelerim var. e sizde bize biraz yardımcı olsanız''biz de sıkıştık neco bey'neco söz veriyor, erkek sözü,sahneye çıkılıyor. programdan sonra ödeme ara benim uzattıkça uzattığım yüksekokul nihayet bitti. o zamanlar iki yıllık okul mezunları düz er olarak 18 ay gidiyorlar askere. terör, merör almış başını yürümüş. ordu suriye'ye girmiş, her gün gösteriler, protestolar bilmemne...dört yıllığa tamamlayıp 8 ay kısa dönem gideyim bari diye atıyorum kendimi ankara üniversitesi' okulu bitirene kadar kim öle, kim kala...bir gün, okulun üst katlarının birinde kahve cıgara içiyom, bi baktım,o!'ooo panter''baba ne yapıyon sen burda ya?''e burdayım ben''ne zamandır?''altıncı yılım''bitiyor mu bu yıl?'sesli güldü, 'yok''e, iyi hadi bakalım'okulla dersle alakam okulum olduğundan çoğu talebeden de yaşça kat'ın hademesi selami'yi kafaya alıp, hocaların boş odalarında müzik dinleyip, kafa dengi elemanlarla dalgamıza bir gün kafa kıyak, sidileri karıştırıyorum, bi baktım 'best of sincan'açtım sesi,'hüşşş, selami kalk la ortada bi dönek''aman abi''abinin amına korum. kalk dönecez''dekan burda tahir abi, bokunu yeyim''dekanın koluna senin sikini dolarım! ne dekanı? sensin olm dekan'biraz daha açtım sesi, peçenekli süleyman 'atım arap' söylüyor.'hele bir kapat bu müziği, şart olsun seni üçüncü kat'tan aşağı atarım selami!'çıktım dışarı, ortada çömez talebeler masanın etrafında toplanmış fotokopi alışverişi yapıyorlar,'açılın ulan'çıktım masanın üstüne, ağzımda sigara, başladım şıkır şıkır oynamaya,millet alkış, kıyamet,peçenekli süleyman yanık yanık bağırıyor,'atım araptır benim amman amman, aman yüküm rakı bira şarap dır benim goçum!'masaya ayağımı vuruyorum'oynayın allahsızlar oynayın'sağ elimle kafamın üstünü şaplaklayıp 'tısss' diye tek ayağımın üstünde çöküp kalkıyorum.'al sana fındık, fıstık, çürük çıktı fındık, rakıları içtik içtik, çamura da battık!'selami uzaktan it gibi yalvarmakta, yanıma yaklaştıkça onunda kafasına çalıyorum şaplağı,derken koluma biri yanaştı,döndüm baktım o,'hele gel hele panter'indirdi beni masadan aşağı, elimi yüzümü yıkadım, ikişer kahve içtik, kafam yerine; aklım başıma başında çaldığı grup iyice popülerleşti, dillere düştüler...'olm, canlı pantera çalan bir grup varmış''hadi be''slayer'da çalıyorlarmış''yok artık''vokalde de hatun varmış''yalanını sikerim'gölge, yolcu, sinema bar... bir sürü yerde çalıyorlar,'this love çalıyorlarmış''ahmet varya bizim bodur ahmet, o dedi olm skeletons of society çalmışlar!''biz geçen hafta alice in chains diye bağırdık, anında patlattılar 'would'u.'2002 sonu müjdeyi verdi,'albüm çıkıyor panter''thrash?''yok''thrash olaydı iyiydi be panter''doğru diyon da, o işler öyle olmuyor''eh''klip çekimi var yolcu'da geliyonmu?''gelirim'yanıma üç eleman daha alıp gittik klip çekimine,'panter, bu sizin davulcu?'hah''hazy hill'de çalıyordu bu eleman''hah''friendly august sun diye şarkıları vardı bunların. odtü'yü yıktılardı vakti zamanında''iyidir, iyi''iyi tabi''adamlığıda iyidir'ajda pekkan'ın bir parçası'nı kavırlıyorlar. klipte de ucundan hala talebeyiz.'panter, şu diplomayı alaydık iyiydi be yau''hah''şöyle dörde katlayıp cebimize koyar, peşine yakardık bi cıgara''alırız panter'canımız sıkılmış, saracak yer içerken okuduğumuz spor gazetelerinin birinin ilk sayfasına manşet atmışlar,'umut sambacılarda!''panter, bak ne yapacam şimdi'selami'yi buluyorum,'hüşş selami, al bu fotoğrafı, bak tam buraya yapıştıracan, yazı kapanmasın. git karşıya yanyana iki tane fotokopi çektir, kayma olmasın ebene atlarım!'abi renkli fotokopi yok''e iyi, siyah beyaz olsun'selami gitti geldi,'nasıl olmuş?''bravo selami, şimdi aç şurayı bunları yapıştır!' diye parmağımla final sınav sonuçlarının açıklandığı camlı bölmeyi işaret ediyorum.'abi yapma''yaptım bile''disiplin...''amına korum''dekan...''dekan sensin'hık, mık etti,'ben yapamam, al anahtarı sen yap' deyip attı anahtarları camı, notların tam ortasına yapıştırdım. anahtarları da karşı binanın damına üstünde bizim haberin fotokopisi,'umut sambacılarda!trabzonspor sakatlanan hüseyin cimşir ve takımda mutsuz olduğunu dile getiren gökdeniz karadeniz'in yerine alternatif olarak brezilya'dan alternatif iki futbolcu ile ön anlaşma sağladı...'fotoğrafta panterle ikimiz sonrası, ortalık ana-baba geçtik yaktık cıgaraları almışım diye notuna bakmaya gelenler bizim fason haberli sırıtan resimlerimizi görüp, manasızca sağa sola figan yarım saat sonra prof. doktor emekliliğini bekleyen macun hoca çıkardı baktı, okuyamadı, gitti yakın gözlüklerini taktı geldi, yanaştı, okudu, anlam veremedi. camı açmaya çalıştı, açamadı. selami'yi çağırdı, selami toz olmuş, de daşşağa vurdu,'hocam ben tanıyorum bunları' diye bağırdı kızın biri bize doğru bakıp gülerek'kimi yavrucuğum?''bunlar hocam, trabzonsporda oynuyorlar. şu kel olan kaleci'kel deyince duramadım, 'hüşşşşşş'ledim.'didi hocam bunun adı''didi değil dida' diye düzeltti oğlanın biri.'kaleci dida hocam bu'zaten sarhoşum, gülmekten gözümden yaş geliyor.'panter kalk gidelim''bizimle ne alakası var?'yau kalk gidelim'kalkıp bitti, askere gittim. oradan gurbete sıkıldıkça arıyorum, konuşuyoruz.'metalika geliyor buraya panter''metalika mı kaldı panter?''yau eski albümlerin hatırına''yok''yapma be, ya megadeth?''hah''megadeth olaydı?''masteyn başka''en sevdiğin albüm?''rast in pis panter. kaç defa sordun?''so far, so good?''hah''daha sert değil mi?''sert değil de... daha karanlık, masteyn'in böyle tam valyum'un dibine vurduğu zamanlar''en sevdiğin şarkı?''biliyon''mary jane''hah''ayrın meydın?''hah''en sevdiğin albüm?''powerslave''2 minutes to midnight? aces high?''the duellist, powerslave, back in village. tabi dediklerin de''niye somewhere in time demedin?''o da iyi''bence o daha iyi''yok''e bence niye o?''sen ilk onu dinlemişindir... bak orda çoğunun es geçtiği bir şarkı var''hangisi?''the loneliness of a long distance runner''doğru dedin şerif...bak hele sana bişey soracam''sor panter kardeşim''hani megadethçi begüm diye bir hatun vardı...''megadethçi filan değil. normal rock, metal dinleyen bi hatun''ya tamam da megadeth'de dinler''e, enigma'da dinler''ama megadeth'de dinler''öyle hastası değil de dinler''tamam işte, bildin mi onu?''bildim panter''hani şu kısa saçlı olan''hah''yau bilader, ben ona hastaydım'...'esprilerine gülüyor diye o gözlüklü izmirli bebeye düşman olduydum'...'şu kitaplarını tekmeleyip, heykelin orada tokatladığım bebe''sen ona niye sardıydın hakikaten?''kıskançlıktan''ne kıskançlığı?''yau diyorum ya, bu espri yaptıkça begüm gülüyordu, ben de bilinçaltında adama düşman oldum''yok''ne yok''cık. iyi olmamış''niye ki?''sana yakışmaz panter''e hastayım hatuna''hala mı?''valla hala hastayım. evlendi mi o?''yok''offf''ya, begüm öyle abartılacak bi hatun değildi ki''ne diyon sen bilader?''bak, bunu bana başkalarıda söyledi biliyon mu?''e söyler, hatun canavardı''bi sürü adam vardı buna bayılan. ama gidip konuşamıyorlardı''hakikaten öyle, niye?''bilemedim panter. bence abartılacak bi tarafı yoktu'aylar sonra başkasından duyuyorum, abi daha ondokuzundayken begümü çitilemiş. aradım hemen,'panter bişey duydum''ne duydun?''sen begüm'le takılmışın?''...'doğru mu?''kimden duydun?''bunu bilen iki kişi, biri erkek, biri dişi''hah''ne hah? oldu mu olmadı mı?''hah''oldu yani?''sen bırak onu da, ne zaman geliyon ankaraya?''begüm?''boşver begüm'ü''yav benden de mi gizliyon?''ankara'ya diyom ankara'ya''yuh. bana dahi anlatmıyon?''neyi anlatacam?''oldu mu olmadı mı?''nasıl orda havalar?''havasının amına koyum''hah.''e ben o kadar söyledim sana, ben bundan hoşlanıyorum diye''sen bana çok sonra söyledin''yedin yani sen bu karıyı''şöyle...'ne şöyle?'şöyle iyisinden iki şişe rus votkası getiriyon mu sen oradan?''yav ne votkası, begüm diyom begüm''şöyle yanına çikolata, antep fıstığı... yağ gibi gitmez mi panter?''gitmeye giderde, begüm?''askere gidiyom ben önümüzdeki ay''euuh... e ne diyim şimdi abi, hayırlı teskereler'o ara izine gittim memlekete, askere gidip gelmiş, içkiyi cıgarayı da bırakmış, sabah akşam koşuyor, şinav çekiyor.'valla cıgarayı da bırakınca eline, ayağına can gelmiş panter''sen de bırak''makine nasıl?''sıkıntı yok''mitralyöz diyorsun''hah''tık tık tık, mitralyöz gibi işliyormuşsun panter''...'yumruklarını sayacak adam ankara'da yokmuş''çay içiyon mu çay?''istanbul'da olabilir mi?''çay'ı yeni koydum bak, hakiki seylan çayı''matematik profesörü getirmişler yumruklarını saysın diye, adam tırtlamış''peynirli yumurta yapacam, yiyon mu?''tereyağlı mı?''hah''yenmez mi panter, senin yaptığın yumurtanın tavasını bile kemiririm'2007 aralık ayı,'ben gidiyom panter kardeşim''gene nereye?''...'ne kadar kalacan?''duruma göre''var mı bir ihtiyacın?''eyvallah''e hadi bakalım'2008-2013 arası 5 yıl memlekete üç defa kısa kısa telefonda konuşuyoruz.'stüdyodayım-tamam sonra ararım''panter albüm çıkıyor-oh ne güzel. thrash mi?-yok-thrash olaydı iyiydi-iyi de, o işler öyle olmuyor işte!''klip çekiyoruz-vay maşallah''hatunla çatladık-deme''evleniyom-yok artık''boşandım panter-ne diyim bilemedim''kafa bulanık panter kardeşim-geçer''buralar karıştı panter-olmaz bişey-nasıl olmaz?izlemiyon mu, işler çığrından çıktı-yurtdışı kaynaklı-yurtdışı kaynaklı mı? varya şunu diyen başkası olsa-eee-yüzde yüz akp'li derim-akp'li de o zaman-yok, biliyom değilsin-burdan bişey çıkmaz-başarılı olmaz mı diyorsun-umarım olmaz-nasıl umarım?-ha bu iş demek böyle yapılıyormuş deyip, aynısını bunlara yaparlar-yapamazlar-çok hafife alıyon panter, çook''bi hatunla tanıştım-hayırlısı olsun''evleniyom-gene mi?''gidiyom ben-ne?-evi satıyom-yapma be biladerim!'2015 mayıs ayı, telefonda 'gel şu evi satalım, sen bana, ben sana uğurlu geliyoruz panter' deyince antalya'dan bastım ankara'ya ki heey,nice anıları barındıran emektar ev,camında 'satılık' yazısı ile yeni sahibini içinde yattığımız iki yatak, bir de akustik gitardan başka eşya tüm eşyaları garip, gureba; fakir, fukara'ya dağıtmış.'otuz yıl, dile kolay''otuz yıl panter'balkona çıktık, güvercin pislemesin diye yukarıdan aşağıya ağ çekmişiz,'gene yakalanmasın bi tanesi''yok o şansızlığına denk geldi''bak şu karşıyı görüyonmu, oralar bomboştu''vay be''orada ufak bi tepecik vardı, sitenin bebeleri toplanıp oradan aşağı atlardık''ba ba, şu bizim maacir'in yanındaki dün gelen camcı değil mi şu?''hah. ben kendimi bildim bileli orada o camcı dükkanı biliyon mu?''o dediği fiyata olmaz''olmaz tabi, ama yıllardır, dükkanın önüne tabureyi atar, çay cıgara içip bu siteyi seyreder''adamın hayali buradan ev sahibi olmak demek ki''aynen öyle''bizim foseptik mısdıva'nın evi'ni alsın''mustafa yurtdışında''dönmedi mi daha?''yok, iyiden sıcak olmayınca dönmez''fas'ta mı?''fas mı tunus mu bilemedim şimdi''rakı bulamıyodur orda''bulur o bulur. kuruyodur gene her akşam bi sofra''ulan iyi, ulan aferin mısdıva''hah''sen cıgarayı bırakınca çok kilo alıyon panter''onbeş kilo aldım''şeklin şemalin değişmiş. elbiseleri hep yeniledin mi?''tişörtler önceden üstüme şak diye oturuyordu ya''he?''şimdi göbek çıkıyor''ense, kelle felan da büyüdü bilader. gıdın çıkmış''hah''ne hah?''gidiyoz mu yemek yemeye?''de hadi gidek'indik yola, panterin aldığı kilolardan yürüyüşü değişmiş. kolları yana doğru açıp, görmeye alışmadığım bir biçimde yürüyor,'bilader senin yürüyüşün de değişmiş''hah''ne yiyecez?''aha bak şuraya girek'girdik mekana, çaktım selamı. alan olmayınca kendi selamımı kendim garsonu, fırıncısı tuhaf tuhaf bakıyorlar.'lavabo yok mu?'cevap on saniye sonra birine oturuyoruz.'ne biçim yere getirdin bizi hacı?''valla ben de anlamadım''sen bu mekana bomba filan mı attın yoksa?''yok''taramalıyla mı taradın?'gülüyor, 'önceden gelirdim ben buraya böyle değildi'siparişler söyledik, mekanın sahibi olduğunu sandığım ben yaşlardaki adam bizzat kendi herkes yan gözle hala bize adama sordum,'gardaş hayırdır?''hayırlar olsun abi''nedir bu mevzu? cenazeniz filan mı var bugün?'adamın suratı değişti, 'yok abi, allah korusun''eee''yok abi bişey... bizim çocuğu hala bırakmadılar da''ne çocuğu''sizin arkadaşlar''ne arkadaşı?'sıkıntı yok ağabey' deyip uzadı geldi, nerdeyse yarı yarıya indirim bir daha yanaştı,'gene bekleriz amirim'ses etmedim. baktım panter bozuk çalıyor. adam hala konuşuyor,'sizin arkadaşlar hep gelir buraya'hesabı verdik çıktık,'panter ne diyor bu?''anlamadım ki'konuşmadan 5 dakika ki bir köprü altından geçerken sol tarafımızdaki camekanda kendimizi görene kadar. kolundan çekip durdurdum,'hüşşş, hele bak hele buraya bak'durduk karşıdaki silüetlerimize kafalı, iki aylık sakallı, 25 derece sıcakta deri mont giymiş suratsız 100 kilo bi adam,yanında hafif kambur, göbekli, elleri dayı gibi yana doğru açık, tekinsiz, deri montlu başka bir adam.'görüyon mu?''neyi görüyom mu?''yürü bakem'şaşkın şaşkın yürüdü, 'kendine bak kendine'bakınca, kafasını hızla geri çekip irkildi,'bi de bana bak'baktı.'sen şu adamları görsen ne iş yapıyo bunlar dersin?'bir mühlet ileri geri yürüyüp kendimizi başladık gülmeye,'hakkatten panter ha''ulan bunlar kim?''ne bileyim''la biz ne ara bu hale geldik''saçı götünde adamdım ben yau''ba ba kollara bak kollara''hah''bacaklara bak, sanki naim süleymanoğlu amına koyasın'mağazaların vitrinlerindeki suretlerimize baka baka yürümeye başladık.'ya o değilde, çok kilo almışım ben''akrep nalan'a dönmüşün panter'seymenler parkı'na kadar yürüdük.'giriyoz mu karum'a?''yok bişey karumda''vay bee, sana 10 yıl önce bu ata kule kapanacak, karum bitecek deseler ne derdin?''yok derdim panter''ata kule'de 50 metre kumpir sırası olurdu''bu karum ilk açıldığında hafta sonları kalabalıktan içeride adım atamazdın''kıtır'a gidip bira içiyoz mu?''hah'indik alt tarafa oturduk, ona ne oldu, buna ne oldu derken patates tavayla üçer bira'yı yutuyoruz.'o efendi adamdır yau, kendi işinde gücünde''ama çok güzel, teknik bir kitap yazdı, hatta konusunda şimdiye kadar yazılmış en iyi kitap olabilir''davulcu?''ona bişey olmaz, akıllı adam''borcu, harcı kaldı mı?''kaldıysa da bir yıla temizler. pastane işliyor tıkır tıkır''basçı''o kayıp işte''nasıl kayıp?''kayboldu gitti adam, yerini yurdunu bilen yok''kimyasal?''belki daha beteri''deme!''dedim panter''ayla?''evlendi''yok artık''kendinden bayağı küçük bi mühendisle''bizden de büyük o biliyon mu?''aynen. kocasını da görsen var ya, pırıl pırıl bi eleman. oğlu doğdu geçenlerde''vay be ayla'ya bak. bizim balet'le bayağı bi takıldılardı''hangisi?''inceses. bak o herif de kayboldu gitti piyasadan. şener'in işler nasıl?''şener'e bişey olmaz''benim yeğenleri yazdırdıydık onun okula''duruyo okul. mekan da duruyo''bu yeni yer?''ora çatladı panter, kapandı''vay be! şener dediğin adam bile kapatıyorsa mekanı piyasa siki tutmuş''ona da bişey olmaz, toparlar. ticarete kafası basıyo''evlendi mi?''yok''nihat?''nevin'le evlendi, kaş'a yerleşti''haydaa''murat'la ayşegül'de oradalar iki yıldır''ne alaka?''e güzel yer''iş?''açtılar bi mekan. üç ay parayı topluyorlar, bütün yıl yetiyor'dördüncü biraları söylüyoruz,'leyla''evlendi, marmaris'te. oğlu oldu''hülya?''o da zengin bi herifle evlendi. yurtdışındaydı en son''sezen?''evlendi kendinden bayağı büyük bi herifle. onun da çocuğu oldu''vay be''izmirli bi kız vardı, kuşadalı?''o okulu bitirir bitirmez evlendi''o yanındaki esmer şey'''o da kendinden on yaş büyük bi fotoğrafçıyla ikinciye hamile'peşine bir duble de rakı çakınca, kafayı bulmaya başlıyorum,'megadeth?''hah''en iyi albümü?''hah''so far, so good''yok''çipetpet?'gülüyor, 'hah''çipetpetpetpetpet''bastıra bastıra''çipetpetpetpetpetpetpetpet''altılı yedili''cibili cibili cibili, şak şaak şaaak! cibili cibili cibili, şak şak şak şak şaaak!''hah''hadi yavrum bi daha vur!''panter çok bağırıyon!'daha çok bağırmaya başlıyorum. sağda, solda oturan masalar gülmeye başlıyor. bencileyin zarhoşun biri ayağa kalkıp alkışlayarak bağırıyor, 'yaşşaaa!''şak şak şak şak şaaak!''bunlar lezzetli çipetpetler kardeşim' diyorum ayaktaki zarhoşa,sonra kuş olup ötmeye başlıyorum, 'ciriling ciriling prrrrrrrr bijinik bijinik aniyeeaaaaaaaa!'millet gülüyor, ben rakı'yı dipliyorum, kafam binbeşyüz...üstüne iki duble daha içince amı götü dağıtıyorum'söyle bakalım panter kardeşim''hah''sen şimdi bu benim begüm'e kaydın mıı, kaymadın mıı?''senin kafa iyi oldu''yauuu, bi cevap ver''kalkıyoz mu?''sen buna cevap ver kalkacaz' deyip gözünün içine bakıyorum.'...'cevap ver'zaroşluğum pis, biliyor, 'cık, olmadı panter''harbi olmadı mı?''cık, senin bu halin iyi olmadı''ne var halimde kardeşim''rakıya bulaşmasan iyiydi''ne rakısı?''karıştırmayacan panter. neyle başlıyorsan onla bitirecen!'sağ elimi havaya kaldırıp gene bağırmaya başlıyorum,'oynarım, garatenin en lüksünü ben oynarım! siz kimsiniz lan?'sağdan soldan gene gülmeye başlıyorlar,'rahmetli burus li'ye dedim. sana yüzseksen kilometre sürat veriyorum. iki dakka da avans veriyorum. sen yüzseksenlen git. ben senlen goşarak geleceğim'garsonun biri gelip karşımda dikiliyor gülerek, garsona bakarak bağırmaya devam ediyorum,'buruş li baktı. dedi sen nasıl benlen koşarak geleceksin? dedim aha yol. bas! bu bastı. bi baktı ben penceredeyim. ben buna bi tene çaldım. ensesine. dedim nasıl? rahmetli naasııl? tahir senlen uğraşılmaz yav dedi. sen nasıl adamsın yav dedi yüzseksenlen gidiyorum. benlen koşarak geliyorsun?''yaşaaa!''varoool''adam burus li'nin ensesine çakmış!''dazlak muzlak ama yaman adam canım!'şamata, gırgır devam ediyorum,'ama rahmetli buruz ağa iyi adamdı. neşeli adamdı. neşşeliydi neşşeliiiiiiii''neşeliii,'dönüyorum pantere,'eşini kaybet, işini kaybet... ama neşeni kaybetme baba! şerefe!'hesabı ödeyip birileri ev'e bakmaya gidip, geliyorlar. bir hafta sonra ciddi bir alıcı bankacı bir kadın kapora'yı verdi, kredi çıksın diye üçbuçuk, yerde bağdaş kurmuşuz o çalıyor, ben mola verip, balkonda tulumba tatlısı yeyip temiz hava alıyoruz,'panter''hah''favori gitaristin?''masteyn''başka?''daymbeg''alex skolnick?''iyidir o da''eskilerden?''randy rhoads''en çok ne dinliyon şu sıralar?''pearl jam''yok artık''öyle deme, son albümleri canavar''başka?''ac-dc''thrash?''bazen''hangi albümde çalmak isterdin?''rust in peace''so far, so good?''cık... rust in peace, so far so good çok uğraşsan yazılır, çalınır, söylenir''rast in piis''insan işi değil o'gülüyorum'harbiden panter, o rifler, geçişler hele sololar normal insan beyninden çıkabilecek bişey değil''begüm?'gülüyor, 'taktın sen begüm'e''anlatmıyon''neyi anlatacam?''iyi miydi?'yalandan boğazını temizliyor,'iyiydi değil mi?''yemek söylüyoz mu?''mafetmiştir seni''şampiyon kokoreç açıktır''ya bırak şimdi kokareçi mukareçi. bakire miydi?''acı da koydururuz, şöyle yanına cin biber, turşu''unutamadığın hatun oldu mu hiç''olur öyle''hangisi?''e biliyon hangisi''selin'le konuşuyonuz mu?''şöyle...'ne şöyle?''şöyle bi de soğan salata yaptırırız ortaya''yav bırak salatayı soğanı, de gidek iki tıngırdatak'giriyoruz içeri...poison, skid row, guns n' roses derken,sağ bacağımın hemen yanımda duran cep telefonu çaldı, baktım arayan...'hassiktir''hayırdır panter''savaş arıyor''e açsana''saat kaç?''üçbuçuk''bu saatte aramaz ki bu''dört sefer çaldı''kesin kötü bişey oldu''beş sefer çaldı panter''biri öldü''e aç!'buz kesmiş vaziyette açtım, alo bile diyemedim,karşıdan müzik sesi geliyor,'alouuuuu' dedi zarhoş bi ses,'savaş?''buyrun benim''kavga mı ettin?''yoo''kaza mı yaptın?''yoo''olm sen beni bu saatte aramazsın'karşıdan kahkahalarla gülüyorlar,'kulakların çınladı mı tahir gardaşım?''niye?''bak kim var yanımda... hele bay bay de''vay babayın amına goyum bay bay bay bay...'sarhoş muhabbeti, sohbet uzamadı.'hayırdır niye aramış?''zarhoş''e niye açmadın?''bu adam bu satte arıyorsa ya biri ölmüştür, ya arabayla takla atmıştır... yok, yok arabayla takla atsa bile aramaz''e şimdi niye aramış?''bilmiyom. hanımın karnı burnunda. baba olacak ya, belki ondan''yoksa aramaz diyon''aramaz. yav sen beni geceyarısı aradın mı hiç?''yok''ne olsa ararsın?''yok panter. bu saatte kimseyi kolay kolay aramam''eh işte. anca savaş mavaş çıkacak, biri ölecek öyle ararsın''hah. ya da askeri darbe olacak'gülüyorum, 'olmaz öyle birşey'15 temmuz 2016, ''güneyde bir yerlerde, çarşaf gibi bir denize karşı,yan gelmişim diz boyu sulara,elimde buz gibi bira, yıldızlara iyi niyetle gülümsüyorum''selam olsun turgut uyar'asaat onbuçuk gibi telefonum o,yanımdakine, 'hassiktir, kötü bişey oldu!' deyip, telefonu açıyorum;'alo''panter''hah''nerdesin''...'haberin var mı?''neden haberim var mı?''şu an askeri darbe oluyor''?'meclisin üstünde uçaklar alçak uçuş yapıyor, 'ne?''istanbul'da yollar, köprüler tutuldu''yav, başkası dese bunları... inanmam şart olsun yüzüne kaparım telefonu''beni tanıyon panter'yandan bir arama daha geliyor,'bişeyler oluyo belli''darbe oluyor panter''yav kim yapıyor darbeyi onu anlamadım''asker yapıyor panter''asker amerika'dan izinsiz nasıl darbe yapıyor?''izinsiz olduğu ne belli?''cık, olmaz o iş''nasıl olmaz''cık, kafa yatmadı benim bu işe. televizyonda var mı?''yeni yeni. aç ekşi sözlüğe bak. ortalık toz duman'2016 temmuz sonu,'ben gidiyom panter kardeşim''gene nereye?''...'ne kadar kalacan?''duruma göre''var mı bir ihtiyacın''yok''e hadi bakalım, sert kal!'gülüyorum, 'panter!''hah''adamsın!''eyvallah panter kardeşim!'25 yıldır tanıdığım, ve bir kez bile adıyla hitap etmediğim yıldır tanıdığım, ve bana bir kez bile adımla hitap etmemiş 'adam'.bonus
[Arama Yap] - [Ana Sayfa][T] > [Tuncay Okutan Şarkı Sözleri] > İte Bak Hele Şarkı Sözü Şarkıcı İsmiŞarkı İsmi Sponsored Links GönderenmikalenjeloEklendi 112900 Şarkı Ekle Hata Düzelt darbe yapacakmıs itin birisi milleti hesaba katmamış hele sökmez top tüfek vatan halkına ülke yıkacakmış bak ite hele yiğittir yiğidin adı erdoğan yiğittir milletin öcünü alan soytarıdan hoca olur mu ulan darbe yapacakmış bak ite hele bu fetonun sağı solu yalandır anlayana millet sözü beyandır sizden korkan hayvanoğlu hayvandır gelde erdoğanı vur hele hele Şarkı Ekle Hata Düzelt© 2003-2022 Her Hakkı Saklıdır.
Üniversiteli delikanlı kolejli kıza, bir voleybol maçında rastladı. Okul salonundaydı maç. Tribünsüz, minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun bir zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini..Kız servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler..Kız gülümsedi.. Delikanlı, çok popülerdi o yıllar. Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilir, belki kız da ondan hoşlanmıştı..Belki de, delikanlı öyle olmasını istediği için, ona öyle değişip, takım karşıya gidince, delikanlı da yerini değiştirdi, o da karşıya gitti.. Üçüncü sette, tekrar eski yerine döndü.. Kız da gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar.. "Anladım" der gibi bir gülümseyişti bu. Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günü, sabahın köründe kalktı, erkenden oynanacak maçı, ne maçı canım, o dünyalar şirini kızı görmek için.. Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu.. Dahası.. Ankara Koleji'nin her dağılış saatinde, okulun civarında oluyordu, onu bir kez daha görmek için.. Karşılaştıklarında, hafif çok hafif bir gülümseme, çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı..Bir defasında, yaptığına sonra kendisi de günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüş gibi, okul dağılımı kızın karşısına çıkmış, gülümseyerek selamlamış, sonra arka sokaklara dalıp, yıldırım gibi koşarak, bir blok ötede gene karşısına çıkmıştı.. Kız bu defa, iyice gülmüştü.. Karşısında, sözüm ona ağır ağır yürüyen, ama nefes nefese delikanlıyı görünce..Delikanlı, voleybol takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar. Sonunda bütün cesaretini topladı, kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu. Galiba kız da ona karşı boş değildi. Bir yerde, bir şekilde tanışmaları gerekiyordu.. O zamanlar, bu işler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan "Tabii" dedi.. "Bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermiştik zaten. Sen de gel. Hem konseri birlikte izleriz, hem de, tanışırsınız.." "Mutluluk işte bu olmalı" diye düşündü delikanlı.. "Mutluluk işte bu.." Ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı..Konser günü de hiç ama hiç unutmadı.. O ne heyecandı öyle..Konserin verildiği sinemanın kapısında tanıştılar.. El sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı delikanlı.. Kaptan, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yaptı. Delikanlı ile dünyalar şirini kız, yan yana delikanlı.. Onunla nihayet yan yana oturduğuna, onun sıcaklığını hissettiğine, onun nefesini duyduğuna inanamıyordu.. Biraz önce, tanışırken tuttu el, bir karış ötesinde öylesine duruyor, delikanlı, sahnede dünyanın en romantik şarkısı söylenirken. O an dünyanın bütün şarkıları, dünyanın en romantik şarkısıydı yao eli tutmak için öylesine büyük bir arzı duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamıyordu işte elini.. her şey böyle iyi giderken, yanlış bir hareketle, onu ürkütebileceğinden, incitebileceğinden öylesine korkuyordu ki..Sonunda dayanamadı, sanki kolu uyuşmuş gibi, uzandı.. Kolunu kızın koltuğunun arkasına koydu.. Kızın omzuna değil.. Koltuğunun üzerine.. Sonra kız arkaya yaslandı.. Birkaç saç teli, delikanlının elinin üzerine dokundu..Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın.. Dünyalar şirini kızın saçları eline dokunuyordu çünkü..Konserden çıkarken, kız, şakalaştı.. "Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın Adana'da maçımız var.. Gözlerimiz sizi arayacak.." Hayır, aramayacaktı.. Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü... Cebinde onu otobüsle Adana'ya götürüp getirecek, hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardı..Gece yarısı kalkan otobüse bindi.. Sabah erkenden Adana'ya indi. Maç saatine kadar başıboş dolaştı. Salona erkende girdi, en ön sıraya tam servis köşesine en yakın yere oturdu..Takımlar sahaya çıkarken, salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan değildi sebep tabii.. İlk sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden olsundu ki.. İkinci sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerinde, üçüncü sette kız fark etti delikanlıyı.. Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade, biraz mutluluk, biraz da gurur vardı sanki.. Ankara'nın hele Kolej'de çok popüler bu delikanlısının onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu..Maç bitti. Kız soyunma odasına, delikanlı garajlara gitti. Tek kelime konuşmadan.. konuşmaya gelmemişti ki.. "Kız keşke orda olsaydın" demişti. O da olmuştu işte.. Hepsi o..Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında..Bir gün üniversite kantininde gazete okurken, iç sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu bir şiirden alınmış, bir parça dörtlüğe..Söylemek istediği her şey bu dört satırda vardı sanki..Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor etti, Kolej'in önüne gitmek için.. Kızın karşıdan geldiğini gördü. Koşarak yanına gitti. "Bu sana" diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan.. Kız, Necip Fazıl'ın dört satırını okurken.. "Ne hasta beklerdi sabahı Ve ne geç ölüyü mezar Ne de şeytan bir günahı Seni beklediğim kadar!.." Ertesi gün öğleden sonra, tarif edilemez heyecanlar içinde Kolej'in önündeydi gene..Kız karşıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu. Yalnızdı.. Yaklaştığında işaret etti delikanlıya..Gözlerine inanamadı genç adam.. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa..Evet, çağırıyordu işte..Kalbinin duracağını sandı, yaklaşırken.."Sana bir şeyler söylemek istiyorum" dedi kız.. O da heyecanlıydı, belli. "Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok teşekkürler.. Herhalde hissettin, ben de senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım birisi daha var. Ondan da hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim, hanginizden daha çok hoşlandığıma.. Ve de şu anda, onu terk etmem için bir sebep yok." "O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam, hayatında başka kimse olmazsa, ara beni" dedi, delikanlı.. İkiletmeden..Ayrıldı kızın yanından.. bir daha voleybol maçına gitmeden, bir daha voleybol maçına gitmeden, bir daha okul yolunda önüne çıkmadan.. Bir daha onu hiç görmeden.. Yıllarca sonra Levent'in söyleyeceği şarkıdaki Sezen'in sözlerini, o, o zamanlar biliyordu sanki. Aşk onurlu olmalıydı..Günlerce, haftalarca, aylarca bekledi.. Tıpkı, kıza verdiği o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanın sabahı, şeytanın günahı beklediği gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hırsla, arzuyla bekledi. Umutla, umutsuzlukla, bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi.. Başka hiç kimseye bakmadan, başka hiç kimseyi bulmadan gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu.. İki dörtlüktü şiir.. İlki kıza verdiği.. Bir ikinci dörtlük daha vardı o kadar..O dörtlüğü de bir kartın arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu..Bekleyiş sürüyor, sürüyordu.. Okullar kapandı, açıldı.. Aylar, aylar geçti.. Bir gün delikanlı kızı aniden karşısında gördü.."Günlerdir seni arıyorum" dedi.. "Günlerdir seni arıyorum.. İşte sana haber.. Artık hayatımda hiç kimse yok!.." "Yaa" dedi delikanlı.. "Yaa" dedi sadece.. Kalbi heyecandan ölesiye çarparken, aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken, ağzından sadece bu ses çıkmıştı.. "Yaaa!.." Cebinde artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza.. "Sana bir şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bir gün" dedi.. "Bu da sonu onun.." sonra yürüdü gitti, arkasına bakmadan.. Kız ikinci dörtlüğü, oracıkta okurken.. "Geçti, istemem gelmeni Yokluğunda buldum seni. Bırak vehmimde gölgeni Gelme artık neye yarar!.."***Aradan yıllar, çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hdüşünüyor.. O uzun, çok uzun bekleyiş mi öldürmüştü aşkını!.. Ya da beklerken, ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı ki, artık yaşayan hiç kimse bu hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi bile.. Hayalindekini canlı tutmak için mi, canlısını silmişti yani?..Ya da.. Ya da.. Bir şiirin romantizmine mi kapılmış, bir delikanlılık jesti uğruna, mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp geçmişti, acaba? Delikanlı bu soruların yanıtını bugün hala bilmiyor.. Bilmediğini de en iyi ben biliyorum. Çünkü, delikanlı, bendim!.. 25 Kasım 1995'te yayınlandı Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
bak hele!şaşma bildiren bir söz. bak hele! için benzer kelimeler hele hele hele bak anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al bak bak! hele hele bir hele de hele ki bak hele!, 9 karakter ile yazılır. Ayrıca, b harfi ile başlar, ! harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'b', 'a', 'k', ' ', 'h', 'e', 'l', 'e', '!', şeklindedir. bak hele! kelimesinin tersten yazılışı !eleh kab diziliminde gösterilir.
Hele bakın şu yiğidin göğsüne Zalımdan bir kurşun yemiş geliyor Al bayrağı tabutuna sarılmış Bu toprak benimdir demiş geliyor Kundaktaki yavrular diri yakılmış Çoluk çocuk hendeklere dökülmüş Gebe kadınlara süngü sokulmuş Kıbrıs'ı bir duman almış geliyor Bir papazın şerri dünyayı sardı Akdeniz'i kana yaktı,kavurdu Bir kurtaran yok mu yavru vatanı Bir Mustafa Kemal doğmuş geliyor Ne güzel yakışmış bayrağın rengi Bir vatan uğruna eylemiş cengi Varmola dünyada Mehmedin dengi Mahzuni Soyunu Övmüş Geliyor © 2003-2022 Her Hakkı Saklıdır.
bak hele bak bak seyirci sanki şarkısı