🫏 Kuyucaklı Yusuf Sabahattin Ali Özet
Diğer kitap özetlerine ulaşmak için tıklayınız. Özet: Sabahattin Ali'nin bu romanını şöyle özetleyebiliriz: 1903 sonbaharında, bir gece eşkıyalar tarafından basılan Kuyucak köyünü teftişe gelen kaymakam ve yardımcıları iki kişinin öldürüldüğü evde yalnız bir çocuk bulurlar. Çocuğun adı Yusuf’tur ve
Kuyucaklı Yusuf, o zamana kadar öykü yazarı olarak bilinen Sabahattin Ali’nin 1937 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Kuyucaklı Yusuf Özeti Kaymakam Selahattin Bey, bir cinayet davasına bakmak için Kuyucak köyüne gider.
toplamıştı(1934). Sabahattin Ali, romanlarında da insanın ruhuna ayna tuttu ve gerçeğe bu aynadan baktı. Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940), Kürk Mantolu Madonna (1943) adlı romanlarında, okurların gerçekliği daha derinden algılamasını sağladı.
Saygıylaanarak, nur içinde yatsın genç yaşta gözlerini yummuş olan Sabahattin Ali’den, keşke o eserleride okuyabilseydik diyorum. Son söz olarak Ahmet Oktay’ında dediği gibi “Bir Yetimin Romanı” kitap arşivimimizde bulunması gereken ve tekrar okunması gereken eserlerden. Kitap adı: Kuyucaklı Yusuf. Yazar: Sabahattin Ali.
On 16 Temmuz 2018 By altsayfa. Kuyucaklı Yusuf / Sabahattin Ali / Yapı Kredi Yayınları. Sabahattin Ali’yi Kürk Mantolu Madonna kitabıyla tanımıştım. Tabii bildiğiniz Madonna ile bir alakası yoktu kitabın. Ama kalemi çok kuvvetli tasvirleri çok güzel ve içime dokunan bir kitaptı.
Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali'nin 1937 yılında yazdığı romanıdır. Sabahattin Ali, bu romanında Anadolu insanını, bu insanların düşünüş ve yaşayış tarzlarını okuyucuya anlatmaya çalışmaktadır. Sabahattin Ali, bu romanı için gereken malzemeyi asılsız bir ihbar nedeniyle üç ay yattığı hapiste ve Anadolu'nun
KuyucaklıYusuf’ta Sonun Başlangıçı. Kuyucaklı Yusuf döndükten sonra bir süre geçmiştir. Ancak halen bir işi yoktur. Düşünür taşınır bir çıkar yol bulamaz. Üstelik de artık evlidir. Mesuliyetinde bir de Muazzez vardır. Onun refahı için elinden geleni yapmalıdır.
EserinAdı : Kuyucaklı Yusuf Yazar : Sabahattin Ali İlk basım : Ocak 1999 Zaman , Mekan ve Yer : “Kuyucaklı Yusuf” adlı romanda yazar Sabahattin Ali, Yusuf ‘un Kuyucak da ki evi, Çineli Kübra ve annesinin yaşadığı kulübe ve bayram alanı haricinde mekanları tasvir etmemiştir. Bunun yanı sıra genelde tabiat ananın bizlere sunduğu güzellikler []
Kuyucaklı Yusuf Özet*Sabahattin Ali*. 1903 yılının sonbaharında Aydın’ın Nazilli kazasının Kuyucak köyünü eşkıyalar bastı ve bir karı kocayı öldürdüler. Kaymakam Selahattin Bey yanına savcı ve doktoru alarak ertesi gün olayı incelemeye gittiler. Köyün muhtarını da yanlarına alıp cinayetin yaşandığı eve
ÖZETSabahattin Ali'nin romanı olan Kuyucaklı Yusuf, romanın baş kişisi Yusuf'un öyküsüdür. Eserin muhtevasında egemen güçlere isyan ön plandadır. Eserde Jean Jacques Rousseau'nun isyan ve doğaya dönüş anlayışından kaynaklanan başkaldırı teması ele alınır.
KuyucaklıYusuf romanı hakkında daha çok bilgi sahibi olmanızı tavsiye ederiz. Sabahattin Ali’inin en güzel romanıdır Kuyucaklı Yusuf. Bu romanı okuduğunuzda kendinizden geçeceksiniz. Kuyucaklı Yusuf romanı bir dram romanıdır. Yusuf ile Muazzzez’in aşkı anlatılır bu romanda.
Kitabımızın konusuna gelecek olursak; adı üzerinde olduğu gibi Yusuf isimli bir karakterin hayatını anlatıyor Yusuf, Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucak isimli bir köyde dünyaya gelmiş bir çocuktur. Altı- yedi yaşlarında köyü basan eşkıyalar tarafından gözleri önünde annesi ve babası öldürülmüştür.
edUtP. Sabahattin Ali Kitapları Kısa Özetleri Sabahattin Ali-Kuyucaklı Yusuf Kısa Özeti Kuyucaklı Yusuf köylerinin basılması ve ailesinin öldürülmesinden sonra kimsesiz kalmıştır. Yusuf bu olaydan çok etkilenir. İlçenin babacan kaymakamı Yusuf’u yanına alır. Kaymakamın bir kızı vardır ve Yusuf bu kızla beraber büyür. Kaymakamın eşi ise Yusuf’a hep kötü davranır hatta zaman zaman döver. Yusuf çok zeki biridir ama küçük yaşta yaşadığı olaylar onu sert ve içine kapanık biri haline getirmiştir. Yusuf yetişkin bir delikanlı olur ve beraber büyüdüğü Muazzez’e gönlünü kaptırır. Üstüne titrer. Hayattaki en önemli varlığı olmuştur. Bir gün Yusuf ve Muazzez yolda yürürlerken orada yaşan bir kabadayı Muazzez’e laf atar. Yusuf kabadayıyı döver. Kabadayı dayağını yer ama bu içine oturur. Hazmedemez. Bir plan kurar ve Kaymakam ile kumar masasına oturur. Kaymakamı borca sokar ve karşılığında Muazzez’i kendisine vermesini söyler. Kaymak çaresiz kabul eder. Yusuf bu olayı öğrenir ve bakkala gider. Bakkaldan borç alır ve kabadayıya borcunu öder. Muazzez’i kurtardığını düşünürken kız bakkalla evlenmek zorunda kalır. Kabadayı ise düğün günü bir plan yapar ve bakkalı öldürür. Kabadayı Muazzez’i elde etmeyi kafasına koymuştur. Kaymakama sürekli baskı yapar. Bu arada Muazzez de Yusuf’a duygularını açar. Yusuf ve Muazzez başka bir köye kaçar ve nikahlanırlar. Kaymakam Yusuf’a güvenmektedir. Onlara destek olur. Mutlu mesut süren bir yaşam Kaymakamın ölmesi ile son bulur. O günden sonra sıkıntılar başlar. Üvey annesi ve kabadayı çirkin bir plan yaparlar. Yeni kaymakamı ikna ederek Yusuf’u gezici köy tahsildarlığına verdirirler. Yusuf evden uzaktadır. Üvey anne ve kabadayı Yusuf’un evini içkilerin içildiği bir eğlence mekanına çevirirler ve Muazzez’i fuhuş yapmaya zorlarlar. Olayı haber alan Yusuf köye döner. Yeni kaymakamı, üvey annesini ve kabadayıyı öldürür. Karısı da yaralanır. Köyden uzaklaşır. Issız bir yere çekilir. Karısı burada ölür. Bunun üzerine Yusuf ortadan kaybolur ve bir daha görünmez. Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna ÖZET Birbirinden tamamen farklı iki dünyada yaşayan iki ayrı insanın hikayesidir bu. Yaşadıkları yerde insanlardan uzaklaşmış tekdüze bir hayat sürerler. İşsiz olan ve işsizliğin vermiş olduğu sıkıntılar ile yaşayan Rasim, şans eseri eski arkadaşı Hamdi Bey ile tanışır. Hamdi Bey bir iş yerinde yöneticilik yapmaktadır. Rasim’i işe alır. Rasim ile aynı odada çalışan Raif Efendi gizem dolu bir insandır. Kimseyle konuşmaz ve hiç bir şeye tepki vermez. Rasim zaman zaman Raif Efendi’ye sinir olur ve onun içine kapalı, duygusuz biri olduğuna kanaat getirir. Raif Efendi iş yerinde çevirmenlik yapmaktadır. İşlerin geciktiği bir gün Hamdi Bey Raif Efendi’ye kızmıştır. Duruma tepkisiz kalan Raif Efendi, Hamdi Bey’in bir tane resmini yapar. Resmi gören Rasim onun çok yetenekli olduğunu düşünür ve hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya karar verir. Raif Efendi bir gün hastalanır ve işe gelmez. Bunun üzerine Rasim işleri evine götürür. Bu sayede Raif Efendi’nin ailesiyle de tanışır. Evde de Raif Efendi sessiz, içine kapalı bir karakter sergiler. Rasim bu içine kapanıklığın ardında yatan nedeni merak eder. Bir zaman sonra Raif Efendi ciddi bir hastalık geçirir ve iyice düşmüştür. Rasim, bu zaman zarfında Raif Efendi ile daha çok zaman geçirmeye başlar. Bir gün Raif Efendi Rasim’den iş yerindeki bir kitabı getirmesini ve yakmasını ister fakat Rasim onu ikna eder ve kitabı okumaya başlar. Kitapta Raif Efendi’nin çizimleri ve hayat hikayesi mevcuttur. Raif Efendi içe kapanık bir çocukluk geçirmiş, küçük yaşta babası tarafından Avrupa’ya gönderilmiştir. Avrupa da sabunculuk öğrenmek için gittiği iş yerinden arta kalan zamanlarda yine resim yapar ve resim sergilerini gezer. Sergilerden birinde kürk mantolu Madonna isimli bir tablo dikkatini çeker ve sık sık bu tabloyu görmeye gelir. Tablonun sahibi ile tanışır. Tablonun sahibi Maria Puder’e aşık olur. Birlikte zaman geçirirler. Maria Puder bir yılbaşı akşamı Raif Efendi’ye yaşadıklarının aşk olmadığını söyler. Belli bir süre ayrı kalırlar görüşmezler. Maria hastalanır ve bakımını Raif Efendi üstlenir. Bu ilgisi karşısında Maria Raif Efendi’ye tekrar yakınlaşır. Memleketten gelen bir telgrafta Raif Efendi’nin babasının öldüğü yazılıdır. Raif Efendi memlekete döner ve işleri düzene koyunca Maria’yı yanına getirmeyi düşünür. Mektuplaşırlar fakat bir süre sonra mektuplarına cevap alamaz olur. Raif Efendi çok üzgündür ve bir kadınla evlenir. Aşık değildir. Çocukları olur. Raif Efendi kendini çok kötü hisseder. Dünyaya küsmüştür. Aldatılmış ve aşka, sevgiye artık inanmamaktadır. Yıllar geçip gider. Bir gün Raif Efendi Avrupa da kaldığı bir pansiyonda tanıştığı kadınla karşılaşır. Kadın Maria’nın akrabasıdır. Kadının yanında da bir kız çocuğu vardır. Raif Efendi kadından Maria hakkındaki gerçekleri öğrenir. Maria hastalığı sırasında hamile olduğunu öğrenir ve riskli olduğu halde doğum yapar. Doğum esnasında Maria ölür. Kadının yanına duran kız Raif Efendi’nin kızıdır. Raif Efendi yaşadıklarını deftere yazar. Rasim defteri bitirip geri teslim edeceği sırada Raif Efendi’nin öldüğünü öğrenir. Sabahattin Ali-Sırça Köşk Kısa Özeti Üç arkadaş evlerinden ayrılır ve bir yere gelirler. Şehre girmeden önce tepeden aşağı şehre bakarlar. Burası bir baş şehirdir ve üç kafadar kendi isteklerini asnıl dile getireceklerini düşünürler. Şehre gelirler ve gezmeye başlarlar. Burada asıl amaçları köşk sahibi olmaktır. Gezerken sürekli acaba neden buranın sırça köşkü yok diye söylenirler. O kadar çok söylenirler ki oradakiler dayanamaz ve sorar. Onlarda bir çok yer gezdiklerini bir sürür sırça köşk gördüklerini ama burada olmadığını söylerler. Halk diğer şehirlerden bizim ne eksiğimiz var der ve sırça köşk yapmaları için bu üç kafadara imkan ve görev verirler. Tüm imkanlar seferber edilir. Üç arkadaş bu köşkü yaptırır hatta üstüne de kat çıkarlar. Halk çok çalışkanmış ve sürekli çalışıp birikimlerini köşke verirlermiş. Halkın bir zaman sonra köşke verecek bir şeyi kalmamış. Bunun üzerine köşkten bir duyuru yapılmış buna göre herkes elindeki son koyunu verecekmiş. Son koyunlar toplanmış verilmiş köşke. Verirken de herkes kızgınlık içindeymiş çünkü kendilerinin hiç yiyeceği kalmamış. Halk açken köşkteki arkadaşlar kellelerini halka dağıtmış ama insanlar birinin gözü olmadığını birinin beyni olmadığını görmüş ve eksik parçalar nerede demişler. Köşktekiler de eksik parçalar tüm olsa da siz ziyan edersiniz demiş. Biri çıkmış bize bu kellenin gereği yok demiş ve kelleyi köşke fırlatmış. Köşkte bir delik açılmış bunu gören diğer kişilerde kelleleri fırlatmış ve köşk kullanılamaz hale gelmiş. Halk eski hayatına geri dönmüş. Sabahattin Ali-Değirmen Kısa Özeti Çingeneler yaz ayının gelmesiyle köyleri dolaşır ve konaklayabilecekleri bir yer ararlardı. Atmaca’nın kafilesi de bu arayış içindeyken bir değirmen görürler. Değirmene gelirler çalgılarını çalmaya başlarlar. Bunu gören köylüler toplanır seyre dalarlar. Değirmenci de onları kabul eder ve çadır kurmalarına izin verir. Atmaca yakışıklı bir adamdır. Kızların hayranlığını kazanmıştır fakat kendisi pek kızlarla ilgilenmemektedir. Değirmenin önündeki ağacın dibine oturur ve klarnet çalar. O kadar içten çalar ki duyan sessizce dinler kimileri de ağlar. Çingeneler yaptıkları sepeti star, çalgıcılar da düğünleri şenlendirirdi. Değirmenci ve kızı da Atmaca’yı dinler ve hayranlık duyarlardı. Değirmencinin kızı yıllar önce kolunun birini kaybetmiştir. Bu nedenle yaşıtlarının oynadığı oyunları oynayamaz onları uzaktan izlerdi. Değirmencinin kızı ile Atmaca arasında zamanla aşk başlar. Atmaca kıza açılır ve seni seviyorum der buna cevaben de kız ” Benim bir kolum yok, hep acaba benim yerime başka biriyle evlensen daha mı mutlu olurdun diye düşüneceğim. Evet, ben de seni seviyorum fakat kollarını açıp bana doladığında hissedeceğim şeyleri hayal edebiliyor musun?” der. Atmaca kızı haklı bulur. Dünyası yıkılır, günden güne erir, klarnetini de çalamaz hale gelir. Bir gün herkesin toplanmasını ister. Dışarıda hava kötü olduğu için değirmenin içinde çalmaya başlar klarnetini. Öyle içli çalar ki herkes ağlamaya başlar. Değirmencinin kızının gözünün içine baka baka çalar ve sonra klarnetini fırlatır parçalar. Koşarak değirmen çarklarının yanına varır ve bir kolunu uzatır. Böylece Atmaca da bir kolunu kaybeder. Sabahattin Ali-İçimizdeki Şeytan Kısa Özeti Macide kendini iyi yetiştirmiş müzik yeteneği olan hanım hanımcık bir kızdır. Okulda öğretmeni ile ilişkisi olduğu dedikoduları çıkar. Babası bu dedikodulardan rahatsız olur ve Macide’yi okuldan alır. Emine teyze ziyaret amaçlı Macide’nin yanına gelir ve onun müzik yeteneği olduğunu öğrenince yanına almaya karar verir. İstanbul’a gelirler. Bir süre sonra Macide’nin babası vefat eder. Ömer Macide’nin arkadaşıdır ve onu teselli etmeye çalışır. Bu yaklaşma daha sonraları bir aşka dönüşecektir. Ömer Macide’yi okuldan alır okula bırakır derken bu durum ev ahali tarafından pek te iyi karşılanmaz. Evin reisi Macide’yi azarlar. Bu Macide’nin zoruna gider ve evden ayrılmaya karar verir. Evden çıktığı sırada Ömer onu beklemektedir. Ömer Macide’yi alır ve evine götürür. İlk başta her şey yolunda gider. Ömer postanede çalışmaktadır. Beraber yaşamak onlara keyif verir fakat bir süre sonra geçim sıkıntısı baş gösterir. Ömer tesadüf eseri Macide ile arasında dedikodu çıkan öğretmen ile tanışır. Konuşurlar. Daha sonraları ise öğretmen ile Macide görüşmeye başlar. Görüşmelerin ardından Ömer’i rahatsız edecek olaylar meydana gelir bunun üzerine Ömer Macide’den soğur. Ayrılırlar. Ömer için hayat daha da zorlaşmıştır. Macide Bedri ile yaşamaya başlar.
Ana sayfa Eserler Sabahattin Ali – Kuyucaklı Yusuf Kitap Özeti Sabahattin Ali Kuyucaklı Yusuf romanı yazarın Kürk Mantolu Madonna kadar rağbet gören eserlerinden biridir. Türk edebiyatında sık işlenen Batılılaşma konusunun dışına çıkarak Sabahattin Ali Kuyucaklı Yusuf romanı topluma uyum sağlayamamış bireyi ve toplumun aksayan yönlerini işler. 1937 yılında yayınlanan Kuyucaklı Yusuf romanı ayrıca 50’lerde başlayacak olan köye dönüş ve Anadolu köyleri romanlarının da ilk halkası sayılmaktadır. Kitabın sonunda kahramanlar kasabadan kaçarak doğaya dönerler, bu dönüş onlara kurtuluş vermez fakat Sabahattin Ali, Rousseau’nun doğaya dönüş felsefesini de kitabına eklemiştir. Kuyucaklı Yusuf Kitap Özeti Kuyucaklı Yusuf kitabı geniş özeti ve Kuyucaklı Yusuf uzun özeti arayanlar için bu konumuz ile birlikte artık en popüler kitapların özetlerini paylaşmaya başlayacağız. Kitap özetleri okuduğumuz kitaplardan oluşmaktadır. Kuyucaklı Yusuf kitabı özeti Kaymakam Selahattin’in bir cinayet davasına bakmak için Kuyucak köyüne gitmesiyle başlar. Bu cinayette Yusuf’un ailesi katledilmiştir. Kaymakam bu çocuğu evlatlık olarak alır fakat karısı Şahende Yusuf’u hiç istemez. O sırada ikisinin bir de Muazzez adında bir kızı vardır. Yusuf ve Muazzez birlikte büyürler fakat evin ortamı Yusuf’un alıştığından çok farklıdır. Şahende ve Kaymakam sürekli atışan bir çifttir. Kaymakam eve gelmemeyi tercih ederken Şahende de sürekli misafirliklerde vakit geçirmektedir. Edremit’e taşınırlar fakat bu yer Yusuf için daha da yabancıdır. Sessiz ve içe dönük bir çocuk olur. İnsanlarla anlaşamaz, konuşmak yerine düşünmeyi tercih eder. Okula başlasa da devam etmek istemez. Ali ve İhsan adında iki arkadaşı vardır fakat onlarla da uzun uzun sohbet etmeye yanaşmaz. Herkes onu yabani bir çocuk olarak görmektedir. Bayram günü Yusuf, Ali ve Muazzez gezmeye çıkarlar ama o sırada bir sarhoş Muazzez’e sarkıntılık eder. Bu sarhoş hovardalığıyla bilinen Şakir’dir. Zengin bir aileden gelen Şakir şımartılarak büyütülmüştür. Yusuf, Şakir’i döver fakat kavga büyümeden ikiliyi ayırırlar. Yine de Şakir bu olayı unutmaz ve Yusuf’tan intikam almak için Muazzez’i karısı yapmayı kafaya koyar. Kaymakam’ı bir şekilde hilesine çeker ve onun kumarda kaybetmesini sağlar. Kaymakam öyle çok para kaybetmiştir ki mecburen borçları karşılığında kızını Şakir’e vermeyi kabullenir. Yusuf bu olayı duyduğunda Ali’den borç alır ve Kaymakam’ın Şakir’e olan borcunu öder fakat Muazzez’in zorla evlenecek olması değişmemiştir. Şimdi de babasının kumar borcu yüzünden Ali’yle evlenmesi gerekir. Düğün günü Şakir, Ali’yi öldürür ve zengin olduğu için de bir şekilde bu cinayetten yakasını kurtarır. Muazzez’den hala vazgeçmemiştir ve aileyi sürekli sıkıştırmaktadır. Muazzez, Yusuf’a olan aşkını itiraf eder. Yusuf da zaten onu sevmektedir fakat Şahende Hanım ikilinin bu aşkını kesinlikle onaylamaz. Kızının çok daha iyilerine layık olduğunu Yusuf’un beş parasız bir serseri olduğunu düşünmektedir. Bu sırada Şahende Hanım, Şakir’in babası Hilmi Bey’in bağına gitmektedir. Hala Şakir ve Muazzez’in olacağını düşünmektedir. Yusuf, Muazzez’in itirafından sonra ne yapacağını bilemeyerek kızdan uzaklaştığı için Muazzez de annesinin peşine takılıp bağa gider. Yusuf bunu öğrendiğinde bir araba tutarak kızı kaçırır ve ikili bir köye giderek evlenirler. Kaymakam bu durumdan çok memnun olur ve ikilinin yerini öğrenerek eve geri getirir. Makamını kullanarak Yusuf’un işe girmesini sağlar. Üçü de çok mutludur fakat Şahende geldiği günden beri hiç sevmediği bu çocuğun kızını almasından hiç memnun değildir yine de Kaymakam ikisini de koruduğu için bir müddet sesini çıkaramaz. Kaymakam rahatsızlanıp öldüğü zaman evde de kasabada da işler değişmeye başlar. Yeni atanan Kaymakam zenginlerle çok içli dışlı olur. Hilmi Bey de bu zenginlerden biridir. Böylece Yusuf’u evden uzaklaştırmak için tahsildarlık işine verirler. Şahende Hanım zaten dünden razıdır böyle bir duruma. Kızını korumak yerine Yusuf’un yokluğunda onu Şakir’in kucağına atar. Yusuf köy köy gezerek vergi toplarken evinde içkili meclisler kurulur ve Muazzez kucak kucak gezdirilir. Yusuf bütün bu olanları fark ettiğinde evi basarak hepsini öldürür ve karısı da bu sırada yaralanır. Muazzez’i alarak kaçar ancak Muazzez dayanamayarak ölür. Onu gömer ve yoluna devam eder. Haberlerimizden ilk siz haberdar olabilmek için bizi Twitter ve Instagram dan takip edebilir, konu altlarından paylaşabilir ve yorum bırakabilirsiniz. Aşağıdaki haberler ilginizi çekebilir! 2020 Bebek isimleri Sosyal Medya ve Evlilik Sosyal Medya Etkileri Mizah Sayfası Açmak ve Para Kazanma
Kuyucaklı Yusuf, öykücü olarak bilinen Sabahattin Ali'nin 1937 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Millî Eğitim Bakanlığının hazırladığı 100 temel eser arasında yer roman, Anadolu'da gelişen bir aşk hikayesi üzerinden zengin fakir, taşra şehir, yapay ve doğal gibi karşıtlık kavramlardan beslenir. Peki, romana ismini veren Yusuf neden edebiyatımızdaki en romantik kahraman olarak bilinir? İşte Sabahattin Ali'nin ilk romanı Kuyucaklı Yusuf hakkında 10 bilgi... Giriş Tarihi 1000 Güncelleme Tarihi 1413 1 10 Romanın konusu 1- Kuyucaklı Yusuf, konusu itibariyle ailesinin katledilmesiyle sahipsiz kalan dokuz yaşındaki Yusuf'un olayı soruşturmak için Kuyucak'a gelen Nazilli Kaymakamı Selahattin Bey tarafından evlatlık alınması ve çocuğun daha sonraki hayatı anlatılmaktadır. Edebiyat eleştirmenlerine göre Yusuf karakteri, köyden şehre göç edip şehir hayatına uyum sağlayamayan insan tipinin habercisi olarak değerlendirilmektedir. Kuyucaklı Yusuf'u incelemek ve satın almak için tıklayınız 2 10 Roman nasıl doğdu? 2-Sabahattin Ali'nin ilk eseri olan Kuyucaklı Yusuf, yazarın 1931'de Aydın'daki cezaevinde yatarken tanıştığı Yusuf'un yaşadıklarından yola çıkılarak kaleme alınmıştır. 1931-1932 yılları arasında tamamlandığı düşünülen eser, üç cilt olarak tasarlansa da sadece bir cildi yazılmıştır. Cevdet Kudret Solok, Sabahattin Ali ile yaptığı bir söyleşiye dayanarak eğer yazılsaydı ikinci cildin Çineli Kübra, üçüncü cildin de dağdan şehre inen Yusuf'un dünyasını konu alacağını bildirmiştir. 3 10 Romanın yayımlanma süreci 3- Kuyucaklı Yusuf, ilkin Konya'da yayımlanan Yeni Anadolu gazetesinde tefrika edildi fakat ücret anlaşmazlığından ötürü yarıda kesilmiştir. Mart 1936'da Projektör dergisinin birinci ve Kasım 1937'de Varlık dergisinin sekizinci sayısında yayımlandı fakat tamamlanmamıştır. Romanın tam tefrikası 9 Kasım 1936 ile 21 Ocak 1937 tarihleri arasında Tan gazetesinde tefrika edilmiştir. Mezarı olmayan yazar Sabahattin Ali 4 10 4- Eser, roman olarak 1937'de Yeni Kitapçı tarafından basılmıştır. Daha sonra beşinci baskıya kadar sırasıyla Akba Kitabevi 1943, Varlık Yayınları 1965, Bilgi Yayınları 1972, Cem Yayınları 1980 tarafından basılmıştır. 2001'den beri Yapı Kredi Yayınları tarafından basılmaya devam etmektedir. 2017'de Kuyucaklı Yusuf 80 Yaşında özel baskısı yayımlanmıştır. 5 10 Kuyucaklı Yusuf yalnızca "aşk" romanı mıdır? 5- Kuyucaklı Yusuf, genel itibariyle "aşk romanı" tanımlamalarıyla ön plandadır. Peki bu roman yalnızca aşk temasını mı işler? Yusuf'un romantikliğinin temelleri nelerdir? Bu soruların cevabı roman hakkındaki kilit yorumlara kapı aralar. Nitekim Kuyucaklı Yusuf'u yalnızca aşk romanı olarak yorumlamak kurgunun bütününü kapsayan bir değerlendirme olamaz. Sabahattin Ali'nin eseri aşk romanı olmaktan öte felsefi toplumsal bir muhtevaya da sahiptir. Romantik felsefeden kaynaklanan doğal hayat/ yapay hayat, köy/kent tezatlıkları karşımıza çıkar. Bu da romanı ve Yusuf karakterini "romantik" felsefeye yaklaştıran unsurdur. Sabahattin Ali'ye dair 15 ilginç bilgi 40 alıntı
Oluşturulma Tarihi Ekim 07, 2020 0145Kuyucaklı Yusuf, Türk Edebiyatının önemli eserleri arasında yer alıyor. Okunması tavsiye edilen, konusu ve anlatımı ile sürükleyici Kuyucaklı Yusuf, usta bir kalemden okuyucuya ulaşıyor. Peki, Kuyucaklı Yusuf kitabını kim yazmıştır? Kuyucaklı Yusuf kitabı özeti, konusu ve karakterleri başta olmak üzere işte tüm merak romanlar, okundukça okuyucuyu içine alır ve adeta hikayenin bir kahramanına dönüştürür. Kahramanın başına gelenlerle yeri gelir sevinir yeri gelir ağlarız. İşte samimi bir anlatımla okuyucuyu kucaklayan özel romanlardan biri de Kuyucaklı Yusuf. Kuyucaklı Yusuf Kitabını Kim Yazmıştır? Kuyucaklı Yusuf Kitabının yazarı Sabahattin Ali’dir. Sabahattin Ali, ülkemizin yetiştirdiği usta kalemlerden biri olup İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf ve Değirmen gibi çok önemli başyapıtlara imzasını atmıştır. Çok büyük bir okuyucu kitlesine sahiptir. Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907 yılında Eğridere’de doğmuştur. Ünlü Türk yazarı ve şairidir. Edebi kişiliğini toplumcu ve gerçekçi bir zemine oturtmuştur. Deneyimcilerini okuyucularına etkileyici bir üslup ile aktarmayı başarmıştır. Kendisinden sonraki Cumhuriyet dönemi Türk Edebiyatını etkileyen önemli yazarlardan biridir. Sabahattin Ali, daha çok öykü türünde eserler vermiştir. Bununla birlikte dilden dile konuşulan ünlü romanları ile de adından çokça söz ettiren bir ustadır. Romanlarında uzun tasvirlerle ele aldığı sevgi ve aşk temaları öne çıkar. Toplumsal aksaklıkları da eleştirmiştir. Kuyucaklı Yusuf Kitabı Özeti Yusuf, yaşadığı yerin kaymakamı tarafından evlatlık olarak alınmıştır. Ona babalık yapan kaymakamın kızı Muazzez ile beraber büyür. Yaşı ilerledikçe Muazzez’e karşı kalbinde güzel hisler beslemeye başlar. Bir gün kasabanın külhanbeyi olan hovardalığı ile tanınan Şakir, Pazar yerinde Muazzez’e laf atar. Bu duruma sinirlenen Yusuf’tan dayak yer. Yediği dayağı hiçbir zaman unutmayan Şakir, içinde Yusuf’a karşı kin beslemeye başlar. Muazzez’i elde etmek için çeşitli planlar yapan Şakir, Kaymakam’a İçki sofrasında kumar oynatarak oyun sarhoşluğundan yararlanarak onu borçlandırır ve bu borcuna karşılık olarak da Muazzez’i ister. Yusuf, bu borcu ödemek için gerekli olan parayı bakkaldan bulur ve borcu öder. Muazzez, Yusuf’a olan aşkını itiraf eder. Yusuf bunun üzerine Muazzez’i komşu köylerden birine kaçırır ve iki aşık evlenirler. Bu yaşananlar üzerine Muazzez’in annesi Şahande Hanım’ın içi kinle dolar. Şahande Hanım, Kaymakamın ölmesi ile Yusuf’un gezici köy tahsildarlığına verilerek oradan uzaklaşmasını sağlar. Kızı Muazzez’i ise bir içki sofrasında Şahin’in önüne atar. Bunu duyan Yusuf, köye döner. Şahande ve Şakir’i ve bu eğlenceye katılan yeni kaymakamı orada vurur. Bu esnada Muazzez’de vurulur. Kuyucaklı Yusuf Kitabı Konusu ve Ana fikri Kuyucaklı Yusuf, köylünün zengin ve memur olan ayrıcalıklı sınıf ile çatışmasını anlatan sembol romanlar arasındadır. Kuyucaklı Yusuf’un kendisini evlatlık alan Kaymakam’ın kızı Muazzez ile olan aşkı ve onun mutluluğunu istemeyen kişiler ile olan mücadelesi anlatılır. Kitabın ana fikri, sınıf çatışmalarının sevginin önüne geçmesine izin verilmemesi noktasında öne çıkar. Sevgi, her türlü sınıf ayrımın ötesinde ve korunması gereken bir değerdir. İnsanların duygularına, saygı gösterilmelidir. Kuyucaklı Yusuf Kitabı Karakterleri Kuyucaklı Yusuf Ailesini küçük yaşta kaybetmiş ve bir kaymakam tarafından büyütülen bir gençtir. Çok sevdiği bir kız vardır, ismi Muazzez. Onun için her şeyi göze alır. Hatta katil olmayı bile. Muazzez Kaymakamın kızıdır. Herkes onu kendi duygularına göre yönlendirir ve kullanır. Sevdiği erkek ise Kuyucaklı Yusuf’tur. Yusuf’a kavuşsa da yine de onu rahat bırakmazlar. Şahande Hanım Kaymakamın karısıdır. Kötülüğün timsali gibidir. Güçlü intikam hislerine sahiptir ve bu hislerle hareket ederek kızının hayatını mahveder. Kaymakam Dürüst bir adamdır. Yusuf’u büyüten, sağlam bir karakter ve ahlaka haiz değerli bir insandır.
Sabahattin Ali deyince aklımıza Kürk Mantolu Madonna gelse de bâki olan bir başka eseri Kuyucaklı Yusuf’da hatırlatır onu bize. Kuyucaklı Yusuf eseri 1936 yılında bir dizi seri olarak ilk önce Tan gazetesinde yayımlanmıştır. Sabahattin Ali’nin ilk eseri ve Türk edebiyatında ilk kasaba romanı olan Kuyucaklı Yusuf 1937 yılında kitap hâline getirilip Yusuf Kitabının Konusu Ünlü yazar Sabahattin Ali tarafından ele alınan Kuyucaklı Yusuf kitabında; Yusuf’u evlatlık alan Kaymakam’ın kızı Muazzez ile Yusuf’un aşkı ve onların mutlu olmalarını istemeyen kişilerle mücadeleleri anlatılmıştır. Kitap olaylar ve olgularla dolu olduğu gibi, son derece akıcı ve sürükleyicidir. Bu eser aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tavsiye edilen 100 eser arasındadır. 1900’lü yıllarda Nazilli’nin Kuyucak köyünü eşkıyalar basar ve bir anne babayı öldürürler. Kaymakam tarafından evlatlık alınan Yusuf’un hikâyesidir anlatılan. Kaymakam Selahattin Bey, bir cinayet davasına bakmak için Kuyucak köyüne gider. Cinayetin işlendiği evde küçük bir çocuk görür. Adı Yusuf olan bu çocukla tanışır. Kaymakam’ın hiç erkek çocuğu yoktur. Yusuf’u evlat edinir. Fakat Selahattin Bey’in eşi Şahinde Hanım Yusuf’u hiç istemez. Bebek yaşta olan Muazzez Yusuf’u çok sever. Yusuf da Muazzez’i çok sever ve onunla çok iyi anlaşır. Yeni gelen Yusuf kendi evinden farklı bir aile yaşamı ile karşılaşır. Selahattin Bey karısının dırdırını dinlememek için eve geç gelir, eşi Şahinde Hanım ise gün boyu misafirlikte vakit geçirir. Yusuf ile Muazzez böyle bir ailede, böyle bir ortamda büyürler. Yusuf zaman içinde genç bir adam olur. Ve Muazzez’e olan ilgisinin, hislerinin arttığını fark eder. Muazzez’i korur, kollar. Bir gün Muazzez ile Yusuf gittikleri bayram yerinde Şakir ile karşılaşırlar. Şakir Muazzez’e laf atar. Yusuf da Şakir’i döver. Şakir bundan sonra Muazzez’i almak için elinden gelen her şeyi yapar. Bir plan yapar ve Kaymakam ile kumar oynar. Kaymakam’ı ne yapacağını şaşırmışken Şakir bir teklifte bulunur; kızı Muazzez’i ister. Çaresiz kalan Kaymakam teklifi kabul eder. Durumu öğrenen Yusuf arkadaşı bakkaldan borç alır ve Şakir’e verir. Ancak bakkal da Muazzez’i ister. Yusuf Muazzez’i kurtarmak için kabul eder bu durumu. Bakkal ile evlenmek zorunda kalan Muazzez’in düğün günü Şakir kurgu ile bakkalın ölmesini sağlar. Şakir’in yaptığını herkes bilir fakat çok güçlü olduğu için ceza almaz. Hiç beklenmedik bir anda Muazzez Yusuf’a açılır. Onu çok sevdiğini anlatır. Yusuf şok olur ve artık hayalleri gerçek olur. Bu durumu öğrenen Şahinde Hanım kızını Yusuf’a vermek istemez. Yusuf’tan nefret eder. Kızının Şakir ile görüşmesini ister fakat Muazzez Yusuf ile kaçar ve evlenirler. Şahinde Hanım daha da sinirlenir. İkisini de Kaymakam bu duruma sevinir ve onlara yardım eder. İşe girmesini sağlayıp evini kurmasını da sağlar. Daha sonra kalp krizi geçirip ölür. Bu durumdan en çok Yusuf ve Muazzez etkilenir. Şahinde ve Şakir’in eline fırsat geçer. Yusuf’un çalıştığı yerde pozisyonu değişir ve Gezici Köy Tahsildarlığı’na sokarlar. Yeni gelen Kaymakam Şakir ve Şahinde’nin her istediğini yapar. Şahinde Hanım evinde büyük partiler verir ve kızının kötü yola düşmesini Yusuf’a ulaşır. Yusuf köye döner. Olayı kendi gözleriyle görür. Bu durum karşısında Şakir’i Kaymakam’ı ve Şahinde Hanım’ı öldürür. O sırada karısını da ve yaralanmasına sebep olur. Onu kucaklayıp şehir dışına götürür. Fakat karısı yolda ölür. Muazzez’in öldüğünü gören Yusuf Onu bir çukura gömer ve uzaklaşır. O günden sonra onu gören olmamıştır. Kuyucaklı Yusuf eseri, köy ve kasabalarda yaşanan dramı, köy ve devlet yöneticilerini, kasabalı zengin ve yoksul arasındaki çatışmayı anlatır. Dönemin sorunlarına sıkça değinen romana aşk ve entrika katarak eser ilgi çekici hâle Edebiyatı’nın klasik eserlerinden sayılan ve Sabahattin Ali tarafından kaleme alınan Kuyucaklı Yusuf kitabının özetini açıklamaya okumalar…
kuyucaklı yusuf sabahattin ali özet