🦭 Ayrı Şehirlerde Çocuğu Görme Hakkı
HaberListesi. Albinizm, yaygın kanının aksine sadece bir cilt hastalığı değil. Halk arasında “albino” olarak bilinen albinizmli bireyler, zamanla görme kaybı yaşamaya başlıyor. Bu görme kaybına bağlı olarak, devlet tarafından yüzde 40 ile yüzde 90 arasında engelli olarak kabul ediliyor. Dünyada her 17 bin kişiden
Şehirlerdeköy ekmeği ilanları görüyorum. Köy ekmeğini ayrıcalık sayan şehirli insanlara bakınca da gülümsüyorum. Yerine büyük binalar dikilmesi için yakılmış ahşap evler
Babaannetorununa hem annelik hem de babalık yapıyor. Bahçelievler Mahallesi Şenyurt 2. Sokak’ta yaşayan 54 yaşındaki Nergiz Yediren, oğlu ve gelininin evden ayrılıp gitmesinin ardından görme engelli ve yatağa mahkûm torunu 9 yaşındaki Cesur Yediren’e sahip çıktı. Babaannenin iddiasına göre, torunu Cesur Yediren, 2009
Hayatınve evliliğin doğasında olan bir konu ve bir kadının çocuk istemesi en doğal hakkı (buna katılıyorum). sürdü sürmedi. sonrasında yaşadığım tek sorun eski eşimle artık farklı şehirlerde yaşamamızdan doğan çocuğu görme günlerim. sizde böyle bi sorun da yok, nafaka almak için sebebi de yoksa sıfır
ilişkikurma hakkına sahip tarafın, çocuğa cinsel istismarda bulunacağı yönünde ciddi bir şüphe olması ya da çocuğa şiddet uygulayacağı endişesinin olması halinde, hakimin tayin edeceği bir üçüncü kişinin refakati ve nezaretinde görüşme imkanı olmadığı sürece kişisel ilişki kurma yolunun kapalı olduğu kabul edilmektedir.
okullardabaşlayan mülteci çocukların yoğunlaştırılmış Türkçe dersi görme amacıyla ayrı bir sınıfta eğitim görmesi sonucu birçok çocuğun okul motivasyonunun düştüğünü gözlemlediklerini, çocukların okulda 46,540 47,196 48,187 48,002 48,118 Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Şanlıurfa Özeli Başvuru Hane
Büyükşehirlerde kişi başı üretilen bir günlük çöp miktarı yaklaşık 1,17 kg’dır (TÜİK, Belediye Atıklar, 2016). Bunun % 50- 60’ını kompostlaştırılabilecek organik atıklar oluşturur. Çöp taşıma işleminde tüketilen fosil yakıtlar, kontrolsüzce yığılan
Çocuklarınekolojik kaygılarını giderebilmek öncelikle yetişkinlerin kendi endişelerinin üstesinden gelmesine bağlı. Bu noktada Sürenkök’ün kaygılı yetişkinlere iki önerisi var: Ekoloji mücadelesi veren bir topluluğun gönüllüsü olmak ve “ya hep ya hiç!” mantığından kurtulmak. Psikolog Dr. Gizem Sürenkök
Çocukgörme hakkı. 6, Temmuz, 2016 Aile Hukuku kategorisinde ANIL SUSLU tarafından soruldu. İyi akşamlar. Boşandığım eşimle ortak bir kız çocuğumuz vardır. Hakim velayeti anneye verip bana il dışından olduğumdan dolayı iki haftaya bir hafta sonları yatılı ve temmuz ayında bir ay bende kalma hakkı vermiştir. Ancak eski
Çocuksuçluluğu ve Çocuk Mahkemeleri konusundaki gelişmeleri yansıtan ikinci belge ise 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Çocuk Hakları ona dair Sözleşmedir. Beijing Kuralları nda yer alan ilkelerin hemen hemen hepsi bu sözleşmede de yer almaktadır (37-40 md). Sözleşmede ayrıca;
PuruliKültür Sanat Derneği, (Kurumsal destek, 65.000 TL), Ankara. Engelli bireylerin sosyal ve kültürel haklarından faydalanabilmelerine olanak tanıyan projeler gerçekleştiriyor ve görme, işitme, ortopedik engellilerin de erişebildikleri bir altyapı ile her yıl Engelsiz Filmler Festivali’ni düzenliyor.
Buyıl 31 Ocak-4 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek kamplarda farklı şehirlerde öğrenim gören öğrenciler, Türkiye'nin önemli ilim, kültür, sanat ve spor adamlarıyla bir araya gelecek. Kamp süresince gençler, bulundukları şehrin tarihi ve kültürel mekânlarını da görme fırsatı bulacak.
hVUy. Fin yasaları gereğince ilköğretim çocuklar için zorunlu olduğundan, Finlandiya'da bütün çocuklar okula gider. Öğretmenler, yüksek akademik eğitime sahiptir ve eğitim kalitesi bütün okullarda üst başlamakİngilizce okullar ve farklı dillerde diğer eğitimlerFarklı okullarOkul günü ve okumakGöçmenler ve temel öğrenimEv ve okul arasında mesajlaşmaVeli akşamlarıOkumakta destek ve onuncu sınıfÇocuklar ve gençler ilköğrenimlerini genellikle ilkokullarda alırlar. Çocuk genellikle, yedi yaşını doldurduğu sene ilkokula başlar. İlkokul genellikle 9 sene sürer. İlköğretim herkes için başlamakAnne baba çocuğunu okula yazdırır. Belediye yılın başında evlere öğretim yükümlüğü bildirisini oppivelvollisuusilmoitus gönderir. Bu bildiride çocuğun yakın okulu lähikoulu belirtilmiştir. Yakın okul genelde çocuğun evine en yakın olan okuldur. Ebeveyn çocuğuna yakın okuldan başka bir okul da seçebilir. Yine de, her zaman başka bir okulda yer bulma olanağına sahip olunamayabilimektedir. Okul kaydını, çocuğunuzun yakın okulunda yapabilirsiniz. Bazı ilçelerde kaydı internette de yapabilirsiniz. Kayıt zamanı yıl başında, genellikle ocak ayındadır. İngilizce okullar ve farklı dillerde diğer eğitimlerEn büyük şehirlerde uluslararası okullar ve öğretim dili İngilizce olan okullar mevcuttur. Helsinki’de aynı zamanda öğretim dilinin Almanca, Fransızca veya Rusça olan okullar da mevcuttur. Bu okullarla ilgili bilgilere genellikle belediyelerin kendi internet sayfalarından bulabilirsiniz. Farklı okullarÇocuk, belli bir konuda uzmanlaşmış bir okula da gidebilir. Bu tür okullar, özel okullar olabilir. Okul, örneğin aşağıdaki konular üzerinde uzmanlaşabilir. Resim sanatları Müzik Beden eğitimi Özel pedagoji örneğin Steiner pedagoji Okul günü ve okumakOkul eylülde başlar ve mayısın sonunda ya da haziranın başlangıcında biter. Haziran ve temmuz, yaz tatili aylarıdır. Okul günlerinin uzunluğu sınıftan sınıfa değişir. İlkokulda günler ortaokuldan daha kısadır. Dersler genelde 45 dakika sürer. Bir haftada yaklaşık 20 ders vardır. Çocuklar okulda bir öğün sıcak yemek yer. Bu ücretsizdir. Çocuğunuzun bir özel diyeti varsa, bunu öğretmene söyleyin. Çocuklar temel öğrenimde birçok mecburi konu okuyor. İlkokulun son sınıflarında ve ortaokulda gönüllü konular da seçebilirler. Herkes okulda kendi dini veya dünya görüşü hakkında öğretim alabilir. İlçede belli bir dinden en az üç çocuk oturuyorsa ilçe din öğretimini düzenlemelidir. Bazı okullarda örneğin müzikte veya resim sanatlarında yetenekli olan öğrenciler için ayrı sınıflar var. Genelde bu sınıflara ayrıca başvuru yapmak gerekir. Göçmenler ve temel öğrenimÇocuk ya da genç, Fince ya da İsveççe dili ve başka dersleri kapsayan, temel eğitime hazırlık eğitimi alabilir. Hazırlık eğitimi, daha temel eğitim gruplarında öğrenim görmeye hazır olmayan bütün göçmen çocuklarına açıktır. Hazırlık eğitimi genelde bir sene sürer. Öğrenci, hazırlık eğitiminden sonra normal sınıfa devam eder. Çocuğun anadili Fince veya İsveççeden başka bir dilse, ilçe çocuğun kendi anadili öğretimini düzenleyebilir. O zaman çocuk Fince veya İsveççeyi ikinci dil yani S2-dil S2-kieli olarak da okuyabilir. Öğrencinin Fince ya da İsveççe dili, anadili seviyesinde değilse, öğrenci Fince’yi ya da İsveççe ikinci dili olarak okur. Yetişkinler liseleri, kendi ülkesinden almış olduğu bir ilköğretim okulu diploması olmayan yetişkin göçmenlere temel eğitim düzenler. Bu konuda daha çok bilgiyi, kendi belediyenizin danışma servislerinden ya da en yakın yetişkinler lisesinden sorunuz. Yetişkinler için olan liselerin iletişim bilgilerini, internet arama motorları aracılığıyla arayabilirsiniz. Ev ve okul arasında mesajlaşmaBirçok belediyedeki okullar önemli konularda haber vermek için çevrimiçi Wilma hizmetini kullanmaktadır. Okul görevlileri hizmet için gerekli olan şifreyi çocuğun ebeveynlerine verir. Wilma aracılığı ile çocuğun öğretmenleri ile iletişim kurabilir, çocuğun dersleri, sınavları ve devamsızlıkları hakkında ve de okulun etkinlikleri ve tatiller hakkında bilgi edinebilirsiniz. Örneğin çocuğunuz hasta olduğu için okula gidemeyecekse bunu o sabah Wilma aracılığı ile bildirin. Wilma’yı düzenli olarak takip etmek önemlidir. Wilma’nın nasıl kullanılacağı hakkında yardıma ihtiyacınız varsa, okula danışın. Kerava şehri, Wilma’nın kullanımı hakkında değişik dillerde talimatlar yayınlamıştır. Wilma’nın, farklı şehirlerde farklı adresler ile açıldığını unutmayın. Veli akşamlarıFinlandiya'da okullar, öğrencilerin aileleri için ortak veli akşamları düzenlemektedir. Bu akşamlar bütün velilere yöneliktir. Veli akşamlarında çocuğunuzun okulu, öğretmenleri ve diğer velilerle tanışabilirsiniz. Ayrıca çocuğunuzun eğitim-öğretimiyle ilgili konularda ve okulda neler olduğu hakkında bilgi alabilirsiniz. Çocuğunuzun eğitim-öğretimi hakkında ne kadar bilgi sahibi olursanız, çocuğunuza daha iyi yardım edebilir ve daha iyi destek destek ve onuncu sınıfTemel öğrenim öğrencileri okumada destek alıyor. Öğrenci danışmanları, öğrencilere farklı okuma göreneklerinden ve devam eğitimden söz ediyor. Meslek rehberliği de veriyorlar. Öğrenim psikologları ve öğrenci danışmanları sorun durumlarında yardım ediyorlar. Öğretmen çocuğa kısa bir zaman destek öğretim verebilir. Çocuğun öğrenmekte veya konsantre olmakta zorluğu varsa ona özel öğretim verilir. Özel öğretimde gruplar normal sınıflardan daha küçüktür Öğretmenler anne babaya devamlı temas kurar. Anne baba ile birlikte buluşma ayarlarlar ve anne babaya çocuğun okumasından anlatırlar. Birçok okul, anne baba ile internet ağı hizmetleri aracılığıyla temas kurar. Okullarda ek öğretim de olabilir. Buna onuncu sınıf kymppiluokka denilir. Onuncu sınıfta öğrenciler notlarını yükseltebilir ve hangi öğrenim alanına ilgi duyduklarını düşünebilirler. Onuncu sınıfa temel öğrenimi bitiriş karnesini aldıktan sonra başvurabilirsiniz. Onuncu sınıf genelde bir yıl sürer.
Bir çocuk fiziksel ve duygusal gelişimini en güzel şekilde ailesinin içinde tamamlar. Çocuk ayrı ayrı hem annesinin hem de babasının ilgisine, sevgisine ve bakımına muhtaçtır. Çocuğun gözünde anne ile babanın fonksiyonları farklıdır. Biri diğerinin yerini tam olarak dolduramaz. Boşanma hiçbir çocuğun hiçbir zaman istemediği fakat sonuçlarına katlanmak zorunda olduğu bir durumdur. Boşanmayı çocuğun dünyasından onların gözleri ve duyguları ile inceleyecek olursak çocuğun bulunduğu pozisyonu daha net kavrayabiliriz. Çocuksu düşünceye göre çocuk dünyanın merkezinde kendini görür. Kendini dünyanın merkezinde görme çocuk düşüncesine göre evrensel bir durumdur. Bu nedenle çocuk boşanmadan dolayı kendini suçlu hisseder. Anne babası boşanan çocuk, o yaşta yaşayabileceği en zor tramvayı yaşar. Çünkü çocuk düşünüşüne göre çocuk önce anne babasına güvendikten sonra kendine güvenebilir ve özgüven geliştirebilir. Dolaysıyla onun dünyada en çok güvendiği iki kişi vardır annesi ve babası. Onlar birbirini terk ettiğine göre hayatta her şey olabilir. “Birbirlerini terk ettiklerine göre onu da terk ederler mi? Kendisine ne olacak? Ona kim bakacak? Ya da ebeveynlerine ne olacak?” Bu gibi sorunlar çocuğun kafasını inceden karıştırmaya başlar; duygusal dünyasını altüst eder. Zaten devamlı didişen bir anne baba ortamında yetişmek çocuk için oldukça zor bir durumdur. Çocuk kaç yaşında olursa olsun çevresinde olan biten duygu dünyasında depolanır. İşin en zor tarafı çocuğun bilişsel gelişim açısından 7 yaş altı çocuklar soyut düşünemediği için sıkıntılarını yetişkinler gibi sözel olarak ifade etme yetisine sahip değillerdir. İşte bu nedenle çocuk sıkıntılarını daha çok alt ıslatma, tırnak yeme, tikler, çalma ya da sık sık hastalanma vb. davranışlar olarak dışarıya yansıtır. Ayrıca çocuk depresyonu gelişebilir. Boşanma çocuktan saklanmayacak bir durumdur. Çocuğu korumak adına boşanmayı çocuktan saklamak bir çözüm değil aksine bir çözümsüzlüktür. Tam tersine çocuğa olan bitenleri gelişimsel düzeyine göre anlayabileceği basit cümlelerle açıklanmalıdır. Burada özellikle boşanmanın anne babayı ilgilendiren bir sorun olduğu kendisinin bu konuda hiçbir sorumluluğu olmadığı vurgulanmalı, çocuğa anne babasının onu çok sevdiği ve her zaman sevecekleri; ihtiyaçlarının karşılanacağı, anne babanın ikisinin de olduğu bir ortamda samimi bir dille anlatılmalıdır. Bu nokta samimiyetle halledildikten sonra ikinci merhale olarak anne babanın anlaşamadıkları ve birbirlerini fark etmeden incittiklerini, daha fazla incitmemek için boşanmalarının daha iyi olacağını ancak kendini ilgilendiren her konuda anne babanın birlikte hareket edeceklerini ve her zaman kendisinin yanında olacakları çocuğa vurgulanmalıdır. Ebeveynler çocuğa boşanacaklarını anlatırken boşanma kelimesini açık ve net kullandıktan sonra çocuğa üzüleceğini bildiklerini belirli bir süre bu duruma katlanması gerektiğini; ama boşanmada çocuğun hiçbir suçu ve sorumluluğu olmadığını söylerse hem çocuğa üzüntüsünü yaşama fırsatı verirler hem de çocuk üzüntüsünü içine atmaz ve gülmek gibi bazen hayatımızda üzüldüğümüzün de normal bir hayat olayı olduğunu deneyimleyerek öğrenme şansı vermiş olurlar. Boşanma ailenin dağılması ve ardından yeni bir düzenin kurulmasını gerektiren çok zor ve sancılı bir süreçtir. Çocuk için travmatik bir durumdur. Ancak boşanmada çocukta travma yapan şey boşanmanın kendisi değil ebeveynlerin bu krizi nasıl yönettikleridir. Ebeveynler en az travma ile çocuğun bu aşamayı atlatabilmesi için bazı şeyleri kesinlikle yapmalıdır. Bunlar 1-Eşler çocuğun yanında birbirlerini kötülememeli ve suçlamamalıdır. 2-Ebeveynler çocuğu taraf tutmaya zorlamamalıdır. Bu durum boşanma süreci ve sonrasında ebeveynlerin en çok içine düştükleri tuzaktır. Kendileri eşlerine çok kırgın ve kızgın olabilirler. Ancak çocuk her iki ebeveyni de eşit derecede sever. Çocuğun en çok nefret ettiği yapamayacağı ve asla yapmak istemeyeceği bir şey varsa o da anne ve babası arasında seçim yapmak zorunda bırakılması veya bunun ima edilmesidir. Çocuk bu yükü kaldıramaz ve bu yük altında ezilir. Unutmayın eşiniz çocuğunuz için dünyada en önemli kişidir. Boşanma sürecinde ve sonrasında ebeveynler kendi canlarının yandığı bir noktada bireyselliklerini kaybedip tepkisel davranarak çocuğu kendi tarafına çekmek isterler. 3-Boşanma sonrasında çocuk babasına benzemek ya da annesi gibi olmakla asla suçlanmamalıdır. 4-Boşanma krizi esnasında çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal bakımı ihmal edilmemelidir. 5-Boşanma sonrasında çocuk bir annenin evine sonra babanın evine çanta gibi oradan oraya taşınmamalıdır. Ebeveynlerinden birinin evi çocuğun asıl evi adledilmeli diğer ebeveyn düzenli aralıklarla çocuğu görmelidir. Son yıllarda büyük şehirlerde varlıklı ailelerin çocuğun psiko sosyal gelişimi için hiç de sağlıklı olmayan bir yöntem tutturdukları gözlenmektedir. Çocuğa bir ev almak ve dönüşümlü olarak ebeveynlerden birinin çocuğun yanında kalması. Çocuk ebeveynlerinin bakımına ve gözetimine muhtaçtır. Çocuğun evi olmaz. Ebeveynin evi olur. Çocuk orada kalır. Bu durum çocuğun kafasında kargaşaya neden olur. Annesi ve babasının boşanması nedeniyle zaten çocuğun ayağının altındaki zemin sallanmaktır. Her an yalnız kalabileceğini ya da burada terk edilebileceğini düşünebilir. 6-Çocuğun hayatında nelerin değişip nelerin değişmeyeceği açık ve net bir şekilde çocuğa anlatılmalıdır. 7-Çocuğa diğer zamanlarda nasıl yaklaşılıyorsa boşanma esnasında ve sonrasında da aynı psiko pedegojik yaklaşımla yaklaşılmalıdır. Çocuğa makul ve net sınırlar çizilmelidir. Unutulmamalıdır ki sınırsızlık ve kuralsızlık çocuğu tedirgin eder ve güvenini sarsar. Her çocuğun annesinin ve babasının sınırlar koyarak onu yönlendirmesine ihtiyacı vardır. 8-Çocuk asla annesine ve babasına yollanmakla tehdit edilmemelidir. 9-Mümkün olduğu kadar çocuğa ailenin mutlu günleri ve var olan iyi aile hikayeleri anlatılmalıdır. 10-Çocuk ebeveynlerden birinin yanına gittiğinde diğer ebeveyn ötekinin ne yaptığı konusunda çocuğu sorgulamamalıdır. 11-Ebeveynlerden biri çocuğa asla annen ya da baban seni sevmiyor dememelidir. Bu çocuğun ruhunu yaralar. 12-Ebeveynler eşinden öç almak amacıyla çocuğu kullanmamalıdır. Boşanma süreci ve sonrasında ebeveynlerin en çok yaptığı hatalardan biri budur. Boşanmada ilişki duygusu kötü bir şekilde bittiğinden ne yazık ki evlilikte halledilemeyen problemler bu sefer çocuk üzerinden devam ettiriliyor. Bu durum çocuğun dayanamayacağı kadar ağır bir yüktür. Bu nedenle eğer boşanmak kaçınılmaz hale gelmiş ise çift boşanmadan önce bir aile terapistine gitmeli ve yardım almalıdır. Yani birbirlerine gönül rahatlığı ile güle güle deyip bir misafiri kapıdan uğurlar gibi rahatça uğurlayacak duygu tonuna gelmelidirler. 13-Çiftler birbirinden boşansalar da çocuk ebeveynlerinden hiçbir zaman boşanamaz. Ebeveynler bu durumu göz önünde bulundurarak boşanma süreci ve sonrasındaki davranışlarında çocuğun bundan beş yıl on yıl sonrasındaki sosyal uyumunu göz önüne getirerek hareket etmelidirler. 14-Şurası unutulmamalıdır ki çocukla ne kadar zaman geçirdiğimiz değil nasıl zaman geçirdiğimiz önemlidir. Bu nedenle ebeveyn çocukla geçirdiği zamanda gayet samimi ve içten olmalıdır. Aksi durumun faydası yoktur. Çocuk bunu sezer ve kendini kötü hisseder. 15-Unulmamalıdır ki boşanmanın kendisi değil boşanma sürecinin ve boşanma sonrası sürecin her bir ebeveyn tarafından nasıl yönetildiği asıl çocuğu etkileyen şeydir. alıntı
Boşanma sonrası merak edilen konulardan biri de velayet ve kişisel ilişki kurulmasıdır. Çocuğun anne ve babasıyla olan bağlarının kopmaması ve boşanmadan en az biçimde etkilenmesi için iki tarafla da yeterli şekilde görüşmeli ve sağlıklı bir ilişki kurmalıdır. Velayeti kendisinde olmayan tarafla da kişisel ilişki kararıyla bu iletişim ilişki, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuğun ana baba ile iletişim kurmasını, görüşmesini ve belirli süre kalmasını içeren karşılıklı haklardır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere kişisel ilişki kurmaya anne ya da baba ile kalmak da 2. Hukuk Dairesinin tarihli 2014/3223 E. 2014/14005 K. sayılı kararında“Velayetleri babaya bırakılan müşterek çocuklar 2002 doğumlu ve 2006 doğumluile anne arasında kurulan kişisel ilişki süresi, annelik duygularını tatmin etmeye yeterli değildir. Küçüklerle anne-baba arasında düzenlenen kişisel ilişkilerde, çocuğun üstün yararı yanında, anne ve babalık duygularının tatmin edilmesi de dikkate alınmalıdır. O halde; müşterek çocuklarla anne arasında çocuğun yatıya kalacağı şekilde kurulacak kişisel ilişki; küçüklerin güven duygusunun ve anne sevgisinin gelişmesi bakımından onların üstün yararının gereği olduğu gibi; annelik duygusunun tatminini de sağlayacaktır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece, küçükler ile anne arasında, yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir HUMK md. 438/7.” çocuğun anne ya da baba yatılı olarak kişisel ilişki kurabilmesi için bakım ve şefkate ihtiyaç duyup duymadığı da önem arz etmektedir. Annesinin bakım ve şefkatine ihtiyaç duymayan çocuk yatılı olarak anne yada babasıyla 2. Hukuk Dairesinin tarihli 2014/15268 E. 2014/16882 K. sayılı ilamı“1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe, çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan velayeti anneye bırakılan çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilirken haklı ve geçerli bir sebep yoksa çocuk babası yanında yatılı kalacak şekilde bir düzenleme öngörülmelidir. Bu hususu gözetmeyen yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı ise de; sözü edilen bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektirmiştir. anne şefkat ve bakımına muhtaç ise kişisel ilişki de ona göre 2. Hukuk Dairesinin tarihli 2014/2756 E. 2014/13053 K. sayılı kararında“Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk doğumlu olup, karar tarihinde henüz bir yaşını doldurmamıştır. Fiziki olarak annenin bakımına muhtaç ve ona bağımlı durumdadır. Bu yaştaki çocuğun davalı ile kararda gösterilen sürelerde kişisel ilişki, kişisel bakımını ve fiziki gelişimini engeller. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun, sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas alınmalıdır. Çocuğun yaşı ve fiziki olarak anneye bağımlı olduğu ve özerk davranışlarının henüz oluşmadığı dikkate alındığında öngörülen kişisel ilişki çocuğun menfaatine uygun bulunmamıştır. Daha uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.” denilerek bu konuya vurgu kararlarının tam metni aşağıda verilmiştir YARGITAY2. HUKUK DAİRESİE. 2014/3223K. 2014/14005T. arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından; velayet düzenlemesi, şahsi ilişkinin süresi ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadın'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayetleri babaya bırakılan müşterek çocuklar 2002 doğumlu ve 2006 doğumluile anne arasında kurulan kişisel ilişki süresi, annelik duygularını tatmin etmeye yeterli değildir. Küçüklerle anne-baba arasında düzenlenen kişisel ilişkilerde, çocuğun üstün yararı yanında, anne ve babalık duygularının tatmin edilmesi de dikkate alınmalıdır. O halde; müşterek çocuklarla anne arasında çocuğun yatıya kalacağı şekilde kurulacak kişisel ilişki; küçüklerin güven duygusunun ve anne sevgisinin gelişmesi bakımından onların üstün yararının gereği olduğu gibi; annelik duygusunun tatminini de sağlayacaktır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece, küçükler ile anne arasında, yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir HUMK md. 438/7. SONUÇTemyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasından 4. bendinin tamamen çıkarılmasına, yerine "Velayet hakkı davacı babaya verilen müşterek çocuklar ile davalı anne arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 1000 ile Pazar günü saat 1800 arasında, dini bayramların 2. günü saat 1000 ile 1800 arasında, her yılın Temmuz ayının 1. günü saat 1000’dan 15. günü saat 1800’ye kadar kişisel ilişki kurulmasına" cümlesinin eklenerek kararın bu bölümünün düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar Prş. YARGITAY2. HUKUK DAİRESİE. 2014/15268K. 2014/16882T. Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe, çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan velayeti anneye bırakılan çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilirken haklı ve geçerli bir sebep yoksa çocuk babası yanında yatılı kalacak şekilde bir düzenleme öngörülmelidir. Bu hususu gözetmeyen yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı ise de; sözü edilen bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektirmiştir. SONUÇTemyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasından üçüncü bendin tamamen çıkarılmasına, yerine 3. bent olarak “Davalı baba ile tarafların müşterek çocuğu Ilgın arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonları Cumartesi günü saat Pazar günü saat kadar ve dini bayramların ikinci günleri saat takip eden üçüncü günü saat kadar ve her yıl Temmuz ayının saat dan saat kadar davalı babaya verilmek suretiyle kişisel ilişki tesisine" cümlesinin yazılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda gösterilen sebeble ONANMASINA, istek halinde temiyz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar Çar. YARGITAY2. HUKUK DAİRESİE. 2014/2756K. 2014/13053T. arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından; velayet düzenlemesi, şahsi ilişkinin süresi ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadın'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayetleri babaya bırakılan müşterek çocuklar 2002 doğumlu ve 2006 doğumluile anne arasında kurulan kişisel ilişki süresi, annelik duygularını tatmin etmeye yeterli değildir. Küçüklerle anne-baba arasında düzenlenen kişisel ilişkilerde, çocuğun üstün yararı yanında, anne ve babalık duygularının tatmin edilmesi de dikkate alınmalıdır. O halde; müşterek çocuklarla anne arasında çocuğun yatıya kalacağı şekilde kurulacak kişisel ilişki; küçüklerin güven duygusunun ve anne sevgisinin gelişmesi bakımından onların üstün yararının gereği olduğu gibi; annelik duygusunun tatminini de sağlayacaktır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece, küçükler ile anne arasında, yatılı olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir HUMK md. 438/7. SONUÇ Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasından 4. bendinin tamamen çıkarılmasına, yerine "Velayet hakkı davacı babaya verilen müşterek çocuklar ile davalı anne arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 1000 ile Pazar günü saat 1800 arasında, dini bayramların 2. günü saat 1000 ile 1800 arasında, her yılın Temmuz ayının 1. günü saat 1000’dan 15. günü saat 1800’ye kadar kişisel ilişki kurulmasına" cümlesinin eklenerek kararın bu bölümünün düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar Prş.KAYNAKÇA GENÇCAN, ÖMER UĞUR Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku Ankara- 2015KAZANCI ELEKTRONİK VE BASILI YAYIMCILIK
Antalya'nın Muratpaşa ilçesinde yaşayan Ali Y. 37 ile 37, 2007 yılında görücü usulü evlendi. Çiftin evliliğinden 11 isminde bir kız çocukları dünyaya geldi. 2015 yılında ise şiddetli geçimsizlik gerekçesiyle kızıyla birlikte İstanbul'a giderek eşi Ali Y.'ye boşanma davası açtı. Mahkeme, boşanmanın reddine, küçük kızın geçici olarak velayetinin annesine verilmesine ve Ali Y.'nin eşi ve çocuğu için ayrı nafaka ödemesine hükmetti. İlerleyen süre içerisinde bir aracı vasıtasıyla 'protokol' şartı konularak barışan çift, tekrar aralarında tartışma yaşayınca olay yine mahkemeye taşındı ve boşanma dava dosyası tekrar açıldı. Yaklaşık 5 yıldır süren boşanma davası süresince Ali Y.'nin kızını ayda 1 gün görebilmesine izin verildi. Baba Ali Y., boşanma aşamasındaki eşinin Zonguldak'ta yaşaması sebebiyle kızını ayda 1 gün görebilmek için Antalya'dan Zonguldak'a gitmek zorunda kaldı. Ali Y., mahkemenin 2019 yılındaki duruşmada kızının yılda 1 ay yanında kalmasına müsaade etmesiyle çocuğunu 6 yıl aradan sonra kendi evinde görmenin mutluluğunu yaşadı. Son olarak Ali Y. tarafından açılan boşanma davası da reddedildi. Mahkeme tarafından alınan kararda Ali Y.’nin kızını bayram, sömestr ve yaz aylarında görebilmesine imkan tanındı. Ali Y. ise kızının gösterilmediğini iddia ederek icra yoluna başvurdu.“İnsan kendi çocuğunu hacizler mi?” Eşinin açtığı boşanma davasının reddedilmesi sonucu 2018 yılında kendisinin de bir boşanma davası açtığını belirten Ali Y., 6 yıldır boşanamadıklarını söyledi. Bu süreçte çocuğunu görmekte zorlandığını dile getiren Ali Y., “Çocuğum 11 yaşına girecek, karşı taraf bana eski iddialara uzaklaştırma kararı almış. Çocuğumu zaten göremiyorum. Ben çocuğumu icra ile değil normal bir şekilde görmek isterim. Çocuğum böyle bir durumda etkileniyor. İcra basit bir olay değil. Pedagog eşliğinde farklı insanlar görüyor. Yeri geliyor kolluk kuvvetlerine başvuruluyor. Çocuğun psikolojisi bozuluyor. Boşanma davası reddedilen mahkemede çocuğumu görmeme ilişkin bir karar verildi. Şu anda karar değişti. Ancak yine de çocuğum gösterilmiyor. Karakola başvurdum kimse bana yardımcı olmuyor. İcraya başvuracaksın’ diyorlar. Ben de icramı başlattım ama karar kesinleşmeyince o icra başlamazmış. Bu ay çocuğumu göremeyeceğim. Seneye kaldı. En son çocuğumu 4 ay önce gördüm. Zonguldak ile buranın arası bin 600 kilometre. Benim masraflarım oluyor, maddi zorluk yaşıyorum, her ay nafaka ödüyorum. Kolay değil yani. Kendi çocuğumu masrafla görüyorum ve hacizliyorum. İnsan kendi çocuğunu hacizler mi? Bu mal değil ki. O bir insan. İstemeyerek de olsa mecburum, seviyorum çünkü. Ondan ayrı kalmak istemiyorum. Özlüyorum. Ben çocuğumu yüreğime yazdım, o benim tek varlığım” dedi.“Karşı taraf göstermek istemezse göstermiyor” Müvekkilinin yaşadıklarını anlatan Avukat Hakan Evcin ise, daha önce eşinin açmış olduğu boşanma davasının reddedildiğini, mevcutta da Ali Y.’nin boşanma davası açtığını ancak bunun da Temmuz ayında reddedildiğini aktardı. Ali Y.'nin 6 yıllık mahkeme sürecinde çocuğunu sadece birkaç kez gördüğünü savunan Evcin, “Bu görme olayları ancak mahkeme kararlarının kesinleşmesini beklerken jandarma eşliğinde oldu. İlk yargılama kesinleşmesiyle beraber 4 yıl sürdü. Şimdiki yargılama ise henüz kesinleşmedi. Bölge adliyesindeki istinaf sürecinin de tamamlanması bekleniyor. Bu da yaklaşık 1 yıl bekleyeceğimiz anlamına geliyor” dedi. Ali Y.’nin çocuğuyla yaz aylarında, sömestr tatillerinde ve bayramlarda görüşmesine ilişkin mahkemede alınan kararlar olduğunu belirten Evcin, “Fakat bu kararların uygulanabilmesi için kesinleşmesi gerekiyor. İcra edilebilmesi kararın kesinleşmesi şartına bağlı. Fakat itiraz edildiği için kesinleşme yıllarca sürüyor ve çocukla görüşme ne yazık ki mümkün olmuyor. Eğer karşı taraf göstermek istemezse göstermiyor” diye konuştu.“Boşanma olaylarında çocuklar şantaj malzemesi olarak kullanılıyor” Boşanma konularında çocukların şantaj malzemesi olarak kullanıldığını ve bu durumu en çok erkeklerin yaşadığını ileri süren Evcin, “Çocukla babanın görüşmesi konusunda mahkeme kararının kesinleşmesi ve bunun başka şehirlerde ise uygulanabilmesi için çok uzun prosedürler gerekiyor. Özel görüşme yerleri ve özel kişiler olması gerektiğine dair uygulamalar var. Fakat ne yazık ki karşı taraf istiyorsa gösteriyor, istemezse bu prosedürler uzun zaman aldığı için görüşülemiyor” dedi.“İcra yöntemi çocuğun psikolojisini etkiliyor” Evcin, çocuğun görüştürülmeme durumunda icra yönteminin devreye girdiğini ancak bunun çocuğun psikolojisine olumsuz yönde etki yaptığına değinerek şöyle konuştu “Kalabalık bir heyet halinde çocuk alınıyor ancak çocuk bunu gördüğü anda zaten yıkılıyor, psikolojisi darmadağın oluyor. Zaten boşanma sürecinde sürekli kendilerine yükleme yapıldığı için çocukların psikolojisi inanılmaz kötü etkileniyor ve tabi ki gelecekleri de etkileniyor. Bunlar Türkiye’nin çocukları, dolayısıyla Türkiye’nin geleceği etkileniyor. Ülkemizde şöyle bir algı var; çocuklar anneye verilir, anne istediği zaman gösterir. Babalar nafakayı öder, babalar çocuklarla görüşemez, onlar her türlü fedakarlığı yapar, gerekiyorsa şantajla ev, araba, para kazanır, ne eder bulur çocuğuna verir.”“Kadının ne kadar çocukla görüşme hakkı varsa, erkeğin de o kadar hakkı vardır” Bir erkeğin kadına şiddet uyguladığında diğer erkeklerin de bu durumdan olumsuz yönde etkilendiğine işaret eden Evcin, “Kadına şiddette toplumda eğer bir erkek kadına şiddet uyguladıysa bütün erkekler bunu yapmış gibi lanse ediliyor. Erkeğe şiddet görülmüyor. Erkek hep şiddet uygulayan, para kazanan, aldatan, döven, kumar oynayan ve alkol kullanan insanlar gibi gösteriliyor. Fakat erkekler böyle değil. Erkekler de insandır ve onların da hakları vardır. Kadın ne kadar anneyse, erkek de o kadar babadır. Kadının ne kadar çocukla görüşme hakkı varsa, erkeğin de o kadar hakkı vardır” ifadelerini kullandı.“Nafaka süresiz olunca silaha dönüşüyor” Nafaka konusuna da değinen Evcin, müvekkilinin turizmde çalışan birisi olduğunu ve süreç boyunca işsiz kaldığını ancak nafaka ödemekle yükümlendirildiğini söyledi. Nafakanın süresiz olması durumunda silah olarak kullanılabileceğine dikkati çeken Evcin, “Böyle bir durumda eşitsizlik söz konusu. Erkek çalışıyorsa, kadın da çalışabilir. Erkek para kazanıyorsa, kadın da kazanabilir. Uç örnekler olarak bakmayıp genelleştirmek gerekiyor. Kadınlar ve erkekler eşittir, çocuğa da birlikte bakabilirler ve ikisi de para kazanabilir. Nafakanın da uzun süre olmaması ve belirli süreli olması gerekiyor. Ali Bey nafaka ödemediği her ay için 90 gün hapis cezası yatmak zorunda” diye konuştu.
Boşanma amacıyla yasal bir süreç başlatılması halinde velayet hakkına kimin sahip olacağı ve çocuklarla bir kişisel ilişki tesis edilip edilmeyeceği taraflar açısından en çok merak edilen konuların başında gelmektedir. Eşleri bu konuda en çok endişelendiren artık çocuklarını görüp göremeyecekleri ve/veya çocukları ile ne kadar sıklıkta görüşebilme imkanına sahip olacaklarıdı belirtmek gerekmektedir ki; velayet hakkı kendisine verilmeyen taraf ve/veya çocuk kendi yanında olmayan taraf, çocuk ile kendi arasında kişisel ilişki tesis edilmesini talep etme hakkına sahiptir. Herhangi bir kişisel ilişki kararı tesis edilmediği takdirde velayet hakkına sahip olan kişinin rızası dışında çocuk ile kişisel ilişki kurulması mümkün olmayacaktı ile kişisel ilişki kurulmasına dair karar verilebilmesi için boşanma davası sırasında talepte bulunulabileceği gibi kişisel ilişki kurulması talebiyle ayrı bir dava açılabilmesi de mümkündür. Kişisel ilişki konusunda bir karar verilirken öncelikli olarak gözetilmesi gereken çocuğun üstün yararıdır. Örneğin kurulacak olan kişisel ilişkinin çocuğun eğitim durumunda bir aksaklığa yol açmaması gerekmektedir. O nedenle çocuğun okula gitmek zorunda olduğu günler için bir kişisel ilişki kararı tesis edilebilmesi mümkün olmayacaktır. Veya eşler ayrıldıktan sonra ayrı şehirlerde yaşayacaklarsa kişisel ilişki konusunda bir belirleme yapılırken çocuğun kendisine külfet olabilecek yolculuklar yapmak zorunda kalmaması mutlaka gözetilerek bir karar bu noktada kişisel ilişki kararı bakımından sadece çocukların gözetileceğini söylemek hakkaniyet açısından uygun olmayacaktır. Kişisel ilişkinin tarafı anne ya da babanın çalışma koşulları, mensubu olduğu din ve tatil günleri vb. hususlar mutlaka inceleme konusu yapılacak ve anne/baba açısından da uygun olabilecek bir düzenleme getirilecektir. Eşlerin aynı şehirde oturmaları halinde çocuğun mutlaka ilişki kurulan ebeveyninin yanında yatılı olarak da kalabileceği şekilde bir kişisel ilişki kurulması yerinde olacaktır. Yukarıda da ifade edilmiş olduğu üzere burada amaçlanan sadece çocuğun üstün yararı değil aynı zamanda anne veya babanın, annelik babalık duygularının da tatmin edilmesidir. Bu amaç doğrultusunda Yargıtay vermiş olduğu kararlarda aksi bir durum olmadıkça ebeveyn ile yatısız olarak, oldukça kısa süreli kurulan kişisel ilişkileri, kişisel ilişki kurulmasının amacına aykırı düşmesinden ve analık babalık duygularının tatminine elverişli olmamasından ötürü bozma sebebi olarak kabul ilişki kurulacak olan çocuğun çok küçük yaşta olması ve anne bakım şefkatine muhtaç olduğu bir dönemde bulunması halinde diğer taraf ile uzun süreli bir kişisel ilişkinin kurulması mümkün olmayacaktır. Yani bu noktada hem çocuğun yaşı ve durumu hem de kişisel ilişki tesis edilecek olan eşin yaşamakta olduğu şehir, çalışma koşulları gibi faktörler kişisel ilişkinin süresi ve düzenlenme biçimi bakımından bir belirleyicilik taşıyacaktı İLİŞKİ BİRİNİN NEZARETİ ALTINDA GERÇEKLEŞEBİLİR Mİ?Herhangi özel bir durum ya da zorunluluk bulunmadıkça kişisel ilişkinin eşlerden birinin, herhangi bir akrabanın ya da bir uzmanın gözetimi altında gerçekleşmesi o kişisel ilişkiden beklenen amaca aykırı olacaktır. Gözetim altında bir kişisel ilişki kurulması çocuk ile velayet hakkı kendisinde olmayan taraf arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına aykırı düşecektir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2010/10510E. ve 2011/10923 sayılı ilamına göre“…Velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki anne ve uzman nezaretinde şarta bağlı olarak kurulmuştur. Kişisel ilişkinin bu şekilde düzenlenmesi kişisel ilişkinin amacına aykırı olup sınırlayıcı niteliktedir. Bu nedenle şarta bağlı olmaksızın kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdı Yargıtay kararında da belirtilmiş olduğu üzere kişisel ilişkinin herhangi bir kimsenin nezareti altında gerçekleştirilmesi kabul edilemez. Bu yönde bir kişisel ilişki kararının tesis edilmesi halinde karara itiraz hakkı gündeme İLİŞKİ KARARI KESİN HÜKÜM MÜDÜR? DEĞİŞTİRİLMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?Velayet hakkı kendisine verilmeyen taraf ile çocuk arasında tesis edilecek olan kişisel ilişki kararı bir kesin hüküm değildir. Kesin hüküm olmamasından anlaşılması gereken verilen kararın ebediyen geçerli olacak bir düzenleme olmadığıdır. Yani esasen kişisel ilişki o anın şartları dikkate alınarak en uygun olacak şekilde düzenlenir. Ancak daha sonra değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ilerki yıllarda her zaman istenebilir, bu konuda hiçbir engel bulunmamaktadır. Gelecek yıllarda ne gibi değişikliklerin yaşanabileceğinin şimdiden bilinmesi mümkün olmadığından kişisel ilişki kararı verilirken geleceğe ilişkin varsayımlar üzerinden kademeli olarak bir belirlemede bulunulması hukuken kabul kişisel ilişkinin değiştirilmesi talep edilebileceği gibi kaldırılmasının da talep edilebilmesi mümkündür. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan ebeveyn, bu hakkı amacına aykırı kullanıyorsa, yasal yükümlülüklerine aykırı davranıyorsa veya çocuk ile ciddi biçimde ilgilenmiyor ya da diğer önemli sebepler varsa yahut kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye giriyorsa, kişisel ilişki hakkı sınırlandırılabileceği gibi kendisinden alınabilir veya kaldırılabilir. Tabi bu noktada kişisel ilişkinin değiştirilmesi ya da kaldırılmasını talep eden eş bunu gerektiren olgu, durum ya da değişikliği ispat etmekle yükümlü olacaktı İLİŞKİ KONUSUNDA ÇOCUĞUN GÖRÜŞÜ DİKKATE ALINIR MI?Velayet ve kişisel ilişki hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. İdrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerekmektedir. Bu durumda kişisel ilişkinin kurulmasına, değiştirilmesine veya kaldırılmasına ilişkin bir karar verilmeden önce çocuğun idrak çağında olması halinde Mahkeme tarafından mutlaka kişisel ilişki düzenlemesi hakkındaki tercihleri kendisine sorulmalıdır. Yargıtay’ın ilgili ilamlarında da belirtilmiş olduğu üzere çocuğun görüşü alınmaksızın kişisel ilişkiye ilişkin verilecek bir karar bozma sebebi teşkil HAKKI ELİNDEN ALINAN TARAF KİŞİSEL İLİŞKİ KURMA HAKKINI DA MI KAYBETMİŞTİR?Velayet hakkına ilişkin yapılacak olan düzenlemeler taraflar açısından sonsuza kadar bağlayıcı değildir. Velayetin Değiştirilmesi Davası başlıklı makalemizden bu konuda ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. Velayet hakkı kendisinde bulunan anne veya babanın velayet hakkının belirli sebeplerle kaldırılması, ana ve babanın çocukları ile kişisel ilişki kurma hakkını da ortadan kaldırmaz. Ana babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça ana-babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun temel haklarındandır. Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya velayet hakkı elinden alınanın kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına veya kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararlarına aykırı düşeceğine ilişkin bir durum ya da delil bulunmadığı takdirde, velayet hakkı kendisinden alınan ebeveyn çocukları ile kendi arasında uygun sürelerle kişisel ilişki tesis edilmesini isteme hakkına sahip olacaktır. O nedenle velayet hakkını kaybetmiş olmanız aynı zamanda kişisel ilişki kurma hakkınızı kaybetmiş olduğunuz şeklinde VE BABA DIŞINDA KALAN ÜÇÜNCÜ KİŞİLER KENDİLERİ İLE ÇOCUK ARASINDA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINI TALEP EDEBİLİRLER Mİ?Olağanüstü haller mevcutsa çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir. Olağanüstü haller ifadesinden ne anlaşılmalıdır? Bu konuda kanunda bir belirleme yapılmamıştır. Yargıtay kararları yol gösterici olacaktır. Örneğin; oğlunu kaybeden babaanne ve/veya dede torunu ile görüşebilmek için kişisel ilişki kurulması talebinde bulunabilir. Ya da kızı eşinden boşanan anneanne eğer kızından farklı bir şehirde yaşıyorsa ve kızı için tahsis edilen kişisel ilişki günlerinde torununu görebilmesi mümkün değilse, o da torunu ile kendi arasında kişisel ilişki tesis edilmesini talep etme hakkına sahip olacaktı büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bu yakınlarıyla sağlıklı bir ilişki gelişimini, onların ise torun sevgilerini karşılayacak yeterlilikte olmalıdır. Tabi üçüncü kişilerle kurulacak olan kişisel ilişkinin yukarıda yer vermiş olduğumuz anne ve baba ile kurulan kişisel ilişki kadar kapsamlı ve geniş olması beklenilmemelidir. Ama anne ve babalar için dikkate alınan hususlar kıyasen üçüncü kişilerde de dikkate alınacaktı kişilerin açacağı kişisel ilişki davalarında aile mahkemeleri görevlidir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılabilir. Üçüncü kişiler açacakları kişisel ilişki davasını çocuğun velayet hakkı sahibi olan ebeveynine yöneltmek zorundadı ilişkin sorularınız için bize info elektronik posta adresinden veya +90 312 240 36 83 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Sorularınızı cevaplamaktan memnuniyet duyarı Uyarı İşbu makale başka bir internet sitesinde ancak makalenin yer aldığı internet adresi linkini içeren aşağıdaki ifadeye yazının başında veya sonunda belirgin bir şekilde yer verilmesi şartıyla yeniden yayımlanabilir veya bası ile Kişisel İlişki Kurulması, Değiştirilmesi, Kaldırılması Pınar İleri Avukatlık & Danışmanlık izni dahilinde yeniden yayımlanmaktadır"
ayrı şehirlerde çocuğu görme hakkı