🀄 Yaşar Nuri Öztürk Öldükten Sonra Dirilme

x2anB. 1. Hamt, Fâtır olan Allah’adır; gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan O’dur. Yaratışta/yaratılmışlarda dilediğini artırır O. Hiç kuşkusuz, Allah her şeye gücü yetendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Allah’ın insanlar için açıp yaydığı rahmeti hiç kimse tutup kısamaz. Onun tutup kıstığını ise O’ndan sonra salıp açacak yoktur. Azîz’dir O, Hakîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ey insanlar, Allah’ın, üzerinizdeki nimetini anın! Allah’tan başka yaratıcı mı var? Sizi gökten ve yerden rızıklandırır. O’ndan başka ilah yoktur. Hal böyle iken nasıl oluyor da yüz geri çevriliyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden önceki resuller de yalanlanmıştır. Bütün işler ve oluşlar Allah’a döndürülür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Ey insanlar, Allah’ın vaadi haktır! O halde iğreti dünya hayatı sizi sakın aldatmasın! O yaman aldatıcı, o çok gururlu, sizi sakın Allah ile aldatmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Şu bir gerçek ki, şeytan sizin için bir düşmandır. O halde siz de onu düşman tutun. Hiç kuşkusuz, o kendi hizbini cehennem yâranından olmaları için çağırır durur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır. İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu Allah dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini/ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Allah odur ki, rüzgârları gönderdi. Rüzgârlar bir bulut kaldırır. Derken onu ölü bir beldeye sevk ettik de ölümünden sonra toprağa onunla hayat verdik. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Onur ve yücelik isteyen bilsin ki, onur ve yüceliğin tümü Allah’adır. Temiz ve güzel kelime O’na yükselir; hayra ve barışa yönelik amel de o kelimeyi yüceltir. Kötülükleri kuranlara/kötülükleri tuzak yapanlara gelince, onlar için şiddetli bir azap vardır. Ve böylelerinin tuzağı tarumar olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yarattı; sonra sizi çiftler haline getirdi. O’nun ilmi dışında, bir dişi ne hamile olur ne de doğurur. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de onun ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir Kitap’ta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah’ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneş’i ve Ay’ı buyruk altına almıştır. Herbiri belirlenen bir süreye kadar akıp gidiyor. İşte Rabbiniz Allah bu; mülk ve yönetim O’nundur. Onun berisinden yakardıklarınız ise bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Onlara çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar da size cevap veremezler. Kıyamet günü de sizin onları ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Hiç kimse sana, Habîr olan Allah’ın verdiği gibi haber veremez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Ey insanlar, siz Allah’a yönelmiş yoksullarsınız! Allah ise mutlak Ganî, mutlak Hamîd’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Dilerse sizi yok eder, yepyeni bir halk getirir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Ve bu, Allah’a hiç de güç gelmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen, onu taşımaya çağırsa bile, kendisinden hiçbir şey yüklenilmez. Akraba bile olsa... Sen ancak Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Arınıp temizlenen, kendi benliği için arınıp temizlenir. Dönüş Allah’adır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Körle, gören bir olmaz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Karanlıklarla ışık da bir olmaz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Gölge ile sıcaklık da aynı değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Sen sadece bir uyarıcısın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Şu bir gerçek ki, biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Seni yalanlıyorlarsa, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Resulleri onlara açık seçik mesajlar, sayfalar ve aydınlatıcı kitap getirmişlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Sonra ben, inkâr edenleri yakaladım. Ama nasıl oldu benim azabım?! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi. Onunla, renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan da yollar var; beyaz, kırmızı, değişik renklerde. Ve simsiyah yollar da var. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Kulları içinde Allah’tan ancak bilginler ürperir. Allah Azîz’dir, Gafûr’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Allah’ın Kitabı’nı okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık infak edenler, asla batmayacak bir ticaret umabilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Çünkü Allah onlara ücretlerini tam ödeyecek, lütfundan onlara artırma da yapacaktır. Gafûr’dur O, çok affeder; Şekûr’dur, şükredenlere mutlaka karşılık verir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Kitap’tan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini tasdikleyici hakkın ta kendisidir. Allah, kullarından tam haberdardır, onları iyice görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap’a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah’ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Adn cennetlerine girerler onlar, orada altından bilezikler ve inci takınırlar. Orada giysileri ise ipektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Şöyle derler "Hamt olsun, üzüntüyü bizden gideren Allah’a! Rabbimiz mutlak Gafûr, mutlak Şekûr’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. İnkâr edenlere de cehennem ateşi var. Ne haklarında hüküm verilir ki ölsünler ne de azapları hafifletilir. İşte böyle cezalandırırız tüm nankörleri biz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Feryat edip dururlar orada "Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şey yapalım. Barışa ve hayra yönelik iyi bir iş yapalım." Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi? Uyarıcı da geldi size. Hadi, tadın bakalım azabı! Zalimler için hiçbir yardımcı yok artık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir/Âlim’dir. O, göğüslerin özündekini de çok iyi bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Sizi yeryüzünde halefler yapan O’dur. Nankörlük edenin nankörlüğü kendi aleyhinedir. Kâfirlerin küfrü, Rableri katında öfkeden başka bir şey artırmaz. Kâfirlerin küfrü hüsran ve yıkımdan başka bir şey artırmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. De ki "Allah’ın berisinden yakardığınız şu ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana topraktan neyi yarattı onlar!" Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa onlara bir kitap verdik de kendileri o kitaptan bir kanıt üzerinde midirler? Hayır, zalimler birbirlerine aldanıştan/aldatıştan başka hiçbir şey vaat etmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye tutuyor. Yemin olsun, eğer çöküp giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Halîm’dir O, Gafûr’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Yeminlerinin tüm gücüyle Allah’a ant içmişlerdi ki, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetlerin herhangi birinden çok daha doğru bir gidiş üzere olacaklar. Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Yeryüzünde kibirlendi ve kötülük tezgâhladılar. Oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz. Öncekilerin başına gelenlerden başkasını mı bekliyorlar? Allah’ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın! Allah’ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmediler mi? Onlar, kuvvet bakımından bunlardan daha zorluydular. Göklerde de yerde de Allah’ı âciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Alîm’dir O, Kadîr’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Eğer Allah, insanları, kazandıkları yüzünden hesaba çekseydi, yerkürenin sırtında hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar, ecelleri gelinceye kadar erteliyor. Allah, kullarını iyice görmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster Yaşar Nuri ÖZTÜRKOruç konusu, Kuran'ın Bakara Suresi'nin 183-187. ayetlerinde düzenlenmektedir. Bu ayetler mezhep yorumlarını işe karıştırmadan baktığımızda bize şunları vermektedir1. Oruç, Kuran bağlılarına, Allah buyruğu olarak yüklenmiş bir Önceki ümmetlere de oruç, ruhsal yükselişi sağlayan yollardan biri olarak farz Farz orucun günleri ramazan ayının Bugünlerde hastalık, yahut yolculuk sebebiyle oruç tutamayanlar, tutamadıkları gün sayısınca orucu başka günlerde Oruca zorluk ve güçlükle tahammül edebilecekler, oruç yerine fidye verebilirler. Bununla beraber oruca zorlukla dayanabilenlerin oruç tutmaları kendileri için daha hayırlıdır. Ancak şu unutulmamalıdır ki, Cenabı Hakk'ın temel tavrı, kulları için kolaylık istemektir, güçlük istemek güçlük ve zorlukla dayanabilenler ellezine yetikûnehu ifadesi birçok müfessir tarafından ihtiyarlıktan, ya da şifa ümidi kalmamış hastalıktan ötürü’’ şeklinde bir kayda bağlanmıştır. Bu, bir ilavedir, Kuran böyle bir şey zorluk ve güçlükle dayanabilecekler belli başlıklar altında toplanamaz. Cenab-ı Hak, hastalık ve yolculuk halini açıkça belirledikten sonra böyle bir beyana yer vermekle, haşa sürçü lisan etmemiştir. Bu beyanın amacı ve kapsamı, hastalık ve yolculuk dışında bir kategori belirlemektir. Bu kategori içine girip girmediğine her mümin kendisi karar verecektir. Bunun aksini yapmak, Allah'ın beyanına ambargo koymak olur. Mesela tıbbi anlamda hasta olmayan, fakat orucu tutmakta doğal güçleri zorlanacak olan çalışanlar, çocuklu kadınlar, ihtiyarlar, özellikle depremzedeler bu son kategoriye girebilirler Kuran-ı Kerim bu tür insanlara fidye verme imkánı getirmekle iki amacı birden gerçekleştirmiştir 1. Müslüman'ın dinini yaşamada ve Allah'a ibadette ürküntüye, karamsarlığa ve nihayet buyruklara ters düşme gibi bir duruma girmesini Fidye imkánıyla toplumda yoksulluk ve imkánsızlığa çare verecekler kategorisine girip de maddi imkánları fidye vermeye müsait olmayanlar, örneğin depremzedeler, fidye yerine Allah'a sığınıp ondan af dilemekle yetinirler. Eğer ileride imkán bulurlarsa, elbette ki fidye gereğince tetkik edenler bilirler ki, bu ilahi kitabın temel kabullerine göre, bir insanın diğer insanlara hizmet ve yardım ulaştırması, yalnız kendi nefsi için öte dünya yatırımı yapmasından hürdür. İbadet bu hürriyet içinde yapıldığında anlam taşır. İnsanın eğer içten niyeti yoksa, ona oruç tutturamazsınız. Tuttursanız da bir anlam taşımaz. O halde Allah'ın, kullarına lütfettiği ruhsat ve kolaylıkları onların elinden almakla hayırlı bir iş yapmış olmayız. Tam aksine, onları samimiyetsizliğe ve riyakárlığa iteriz. Kuran böyle tehlikeli ve tahrip edici bir yola gidilmemesi için bizzat kendisi tedbirler getirmiştir. Kişi kendi içinde, imanı ve vicdanı ışığında bir muhasebe yaparak oruç tutmayı başaramayacak durumda olduğunu belirlerse, fidye verme yoluna giderek hem kendi benliğinde huzuru yakalar, hem de Allah'ın kullarına bir hizmet ve yardım ulaştırmış olur. Cenab-ı Hak bunu böyle düzenlemiştir. Yaşar Nuri Öztürk'ün hastalığı ne? Ünlü ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk ile ilgili çıkan son haberler sevenlerini üzmüştü. Öztürk'ün son sağlık durumu nasıl? Yaşar Nuri Öztürk hakkında son bilgiler Abone ol Yaşar Nuri Öztürk'ün ağır hasta olduğu dün haberlere yansımıştı. Çıkan haberlere isyan eden kızı Saniye Öztürk, Yaşar Nuri Öztürk'ün son sağlık durumu ile ilgili bilgi verdi. Peki Yaşar Nuri Öztürk kimdir, hastalığı ne? İşte detaylar... YAŞAR NURİ ÖZTÜRK'ÜN HASTALIĞI NE? Yaşar Nuri Öztürk, mide kanseri teşhisiyle 12 Kasım 2011’de ameliyat olmuş ve ay kemoterapi görmüştü. YAŞAR NURİ ÖZTÜRÜK'ÜN SON HALİ Türk sanat müziği sanatçısı Onur Akay, Twitter’da Öztürk için dua istedi. Akay, “Değerli hocamız Yaşar Nuri Öztürk’ün durumu ağır, hocamız için dua edin. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi olan hocamız şimdi evinde. Allah acil şifalar versin.” dedi. KIZINDAN SAĞLIK DURUMUYLA İLGİLİ AÇIKLAMA Yaşar Nuri Öztürk’ün kızı Saniye Öztürk, babasının gripten dolayı vücudunda enfeksiyon olduğunu ve bu yüzden hastaneye gittiklerini söyledi. Şuan evde ve iyi olduğunu ekleyen Saniye Hanım, sosyal medya çıkan haberlere de, “geçen yıl biz tatildeydik, denize giriyorduk, babam hakkında vefat etti haberleri çıkardılar” diyerek isyan etti. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK KİMDİR? Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk d. 22 Haziran 1945; Sürmene, Türk, İslâm felsefesi profesörü, gazeteci, yazar, avukat, televizyon programcısı, siyasetçi. Yaşar Nuri Öztürk, Bayburtlu bir anne ile Sürmeneli bir babanın çocuğu olarak Trabzon'un Sürmene ilçesinin Küçükdere köyünde doğmuştur. Çoğu Çaykara'da bulunan Niyazoğlu sülalesindendir. İlk eğitimini babasından Kur'an okuyarak aldı ve dokuz yaşında hâfız oldu. On yıllık klâsik medrese eğitiminden sonra hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamladı. 12 yıl imamlık ve vaizlik yaptıktan sonra üniversiteye tekrar dönerek 1980 yılında "İslâm Felsefesi" konulu doktorasını tamamladı ve 1986 yılında aynı dalda doçent oldu. Ortadoğu, Balkanlar, Avrupa ve Afrika ülkeleri, ABD, Güney Kore ve Japonya'da kendi alanı ile ilgili akademik araştırmalar yapan Öztürk, ayrıca Fransa'da Grenoble Üniversitesinde çalıştı. New York'ta "İslâm Düşüncesi ve Çağdaş Sûfî Düşünce" dersleri okuttu. Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca dillerinde çeşitli çalışmaları bulunan Yaşar Nuri Öztürk, 1978 ve 1982'de "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülünü kazandı. Yurt dışında ve yurt içinde pek çok yerde İslâm dininin zihniyeti, insan ve insan hakları konularında konferanslar verdi. Türkiye'de Kur'ân-ı Kerîm'in Özüne Dönüş Hareketi'nin öncüsü olan ve Time Dergisi’nin gerçekleştirdiği "20. Yüzyılın En Önemli Kişileri" listesinde kamuoyunca belirlenen yüz isim arasında ilk on arasına giren Yaşar Nuri Öztürk aynı zamanda da, Türk üniversitelerinde öğretim üyesi ve dekan olarak 26 yıl görevde bulundu. ABD-New York’ta The Theological Seminary of Barrytown bir yıl misafir profesör olarak “İslâm Düşüncesi” dersleri okuttu. Aynı süre içinde The World Scripture’ın İslâm bölümünün hazırlanışında görev aldı. Büyük çoğunluğu İslâmiyet hakkında elliye yakın kitabı vardır. Özellikle onun "Kur’an’daki İslâm" adlı ansiklopedi vasfındaki kitabı, Yaşar Nuri Öztürk tarafından çoğu konferansında telkin edilmektedir. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi’nde İlahiyat Fakültesi kuruldu. yılında ise Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk kurucu dekan olarak atandı. İlk tercümesi Elmalılı M. Hamdi Yazır tarafından yapılan Kur'an'ın yorum katılmamış Türkçe çevirisini yayınlamıştır. 1993-2003 yılları arasında 126 baskı yapan bu çeviri, “Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin En Çok Baskı Yapan Kitabı” sayılmaktadır. 14 Şubat 2013 tarihinde TRT sanatçısı Nazlı Kanaat ile nişanlandı. Öztürk, 3 Kasım 2002 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden İstanbul milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Daha sonra CHP'den istifa etti. Ardından da Halkın Yükselişi Partisi’ni kurdu ve bu partinin genel başkanlığını dört yıl boyunca sürdürdükten sonra 19 Ekim 2009 tarihinde üniversite ile çok ilgilenemediği gerekçesiyle genel başkanlıktan istifa ederek aktif siyasî hayatını sona erdirmiş oldu. Öztürk, İstanbul ilinin Beykoz ilçesine bağlı Paşabahçe semtinde ikamet etmektedir. "Saba Tümer ile Bugün" programında Kur'an meali yorumlamış; Facebook, Twitter ve telefon üzerinden gelen sorulara cevap vermiştir. Aydınlık gazetesinde makaleler yazmaktadır. Cehennem unsuru olarak teknoloji27 Şubat 2009 Kur’an’daki sınâat’ kökünden kelimeler her türlü hüner ve sanat anlamında kullanıldığı gibi, endüstri-teknoloji anlamında da kullanılır. Sınâat sözcüğü bugünkü Arapça’da da aynı anlamda kullanılmaktadır. Bu kullanımlar için bk. Hans Wehr, A Dictionary of Modern Written Arabic, sınâat mad.Sınâatın teknolojinin hâkim özelliği, doğanın dengelerini bozması, doğayı yaşanmaz hale getirmesidir. Dünyaya tapmanın, azmanın, şiddet, zorbalık ve işkencenin temsilcileri olan kişi, toplum ve medeniyetler sınâata dayanan bir şımarıklık illeti içinde insan hayatının mutluluk paydasını düşürmekte, doğal hayatı bozarak insanın bunalım ve karmaşaya düşmesine yol açmaktadır. Çare, teknolojinin yok edilmesi değil, rant ve egemenlik aracı olmaktan çıkarılmasıdır. Bunun ölçüsü ise teknolojinin doğayı ve uzayı kirletmeyen bir yapıda ve kıvamda tutulmasıdır. Kısacası, teknolojinin arkasından insanın başkaları üzerindeki egemenlik hırsının ve rant doymazlığını çıkarmak gerekmektedir. İğretiye, zulme, acımasızlığa öncelik tanıyıp Allah'a ters düşenlerin sığındıkları teknoloji insanı yıkan yanı, aldanışa sürüklemesidir. Allah ve insanın üstünde bir kudret olarak düşünülen teknoloji, sonunda sahiplerini korkunç bir hüsranla yüz yüze bırakmaktadır. 11/14-16; 18/103-105 Muhammed ümmeti döneminde teknolojiyle azıp zulme ve kavgaya meydan verme, Ehlikitap zümresi tarafından, özellikle Hıristiyanlar tarafından sergilenecektir. Ehlikitap'ın saptırıcı sözleri, haksız ve zalim yollarla elde ettikleri nimetleri yemeleri ve teknolojiyle azıp şımarmaları büyük ölçüde, din temsilcilerinin görevlerini yapmamalarından, çıkarlarını, ceplerini düşünmelerinden kaynaklanmıştır. Mâide, 59-64. Ayrıca bk. Tevbe, 34-35Üzerinde olduğumuz bu noktaya değinen ayetler, teknolojiyle gelen denge bozukluğu ve tahribi, teknolojik üretimi temsil ettikleri için Hıristiyanlara mal ederken, tahribi simgeleyen harpleri alevlendirme’ işini Yahudilerin eseri olarak gösteriyor. Mâide, 69TOKMAK GİBİ İNEN MUSİBETYazının Devamını Oku Cehennem veya tahrip edilmiş doğa26 Şubat 2009 Bitki örtüsünden tamamen yoksun bırakılıp kavruk bir toprağa dönüştürülen yeryüzü, kutsal metinlerdeki cehennemin ta kendisidir. Yani kutsal metinlerin tanıttığı cehennemin bir anlamı da, tahrip edilip yaşanamaz hale getirilmiş yerküre veya doğadır. Zaten cennet de yeşillikler, sularla dolu toprak parçası demektir. İşte o cennete layık olmasını bilmeyen insanoğlu, bu son tasvirdeki cehenneme ilginçtir ki, kıyametten söz eden bir ayet, bu müthiş olayı yeryüzünün bir başka yeryüzüne dönüştürülmesi’ olarak tanıtmaktadır. İbrahim, 48 Ardından gelen ayetlerde ise cehennemi hak edenlerin karşılaşacakları âkıbet hesabı görüldükten ve iyilerle kötüler ayrıldıktan sonra neler olacağını gösteren ayetler de ibret vericidir. Bu ayetlere göre, iyiler cennete sevk edilecek ve şu duayı yapacaklarYazının Devamını Oku Kıyamet alâmeti olarak Dabbetül Arz25 Şubat 2009 Kur’an, bir kıyamet alâmeti olarak Dabbetül Arz’ın çıkışı üzerinde de durmaktadır. Neml suresi 80-85. ayetler insanoğlunun, kötülükleri yüzünden uğrayacağı sonu kıyameti anlatırken, bu sonun geldiğini gösteren belirtilerden biri olarak yeryüzünden bir dabbenin çıkacağına dikkat çekmektedir. 82. ayet şöyle diyor “O söz, tepelerine indiğinde, yerden onlar için bir dabbe çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.”İnsanlığın sonunun geldiğine, azap ve hesap döneminin başladığına işaret sayılan ve insanlığı Allah’ın ve evrenin yasalarına aykırı davranmakla itham edip uyaran bu dabbe nedir?Dabbe kelimesinin sözlük anlamı debelenen şey demektir. Kur’an bunu her türlü canlı için kullanır. Daha çok hayvanlar için kullanılır. Elmalılı’nın deyişiyle, “Hayvan lafzıyla eşanlamlı gibidir.” Nûr 45. ayete göre, sürüngen, dört veya iki ayaklı tüm hayvanlar dabbedir. Ancak Kur’an’ın bu sözcüğü kullandığı ayetlere baktığımızda Örneğin, Hûd, 6; Nahl, 49, 61 dabbenin insanı da kapsayacak bir biçimde kullanıldığını görüyoruz. Elmalılı bu noktaya değinirken haklı olarak, “Hayvan gibi, insan için de kullanılır” Devamını Oku Kıyamet alâmetleri 124 Şubat 2009 Kıyametin yaklaşık vaktini tahminde Kur'an'ın bize verdiği ipuçları nelerdir? Burada yapabileceğimiz, insanın toparlanma vaktinin geldiğini gösteren bazı Kur'ansal işaretlere dikkat çekmek olacaktır. Şu temel göstergelerden söz edeceğiz1. Peygamberliğin Sona Erişi Peygamberlik Hz. Muhammed'le sona erdirilmiştir. Hz. Muhammed'in sıfatlarından biri de 'Âhir Zaman Peygamberi' demek âhir zaman?Âhir zaman, insana verdiği kredilerin sona erdirildiği zaman dilimidir. Peygamberler eliyle insana ulaştırılan mesajların sona erdirilmesinin anlamı da dönemi bitirilmişse bunun zorunlu sonucu, hesap döneminin başlamasıdır. 2. Hesap Döneminin Yaklaştığının Bildirilmiş Olması Kur'an, insanlığın kredi alma döneminin bitip hesap döneminin başladığını açık ve net biçimde ifade etmektedir. Yazının Devamını Oku Yerkürenin kıyameti23 Şubat 2009 Kur’an’ın yerkürenin kıyametine ilişkin beyanları dikkatle incelendiğinde bu sembolik ifadelerin, küresel âfetlerle mahvolup yaşanamaz hale gelmiş bir yeryüzüne dikkat çekmek istediği anlaşılır. Bu noktada, küresel âfetlerin yeryüzünü yaşanılmaz bir mekâna çevirmesi meselesinde bilimin verileriyle Kur’an’ın verilerinin örtüştüğünü dikkatlere sunalım. ZEHİRLİ GAZLAR MESELESİ Zehirli gazların atmosferi kuşatması ve yaşamı zorlaştırması Kur’an açısından bir kıyamet alâmetidir. Dühan Suresi 10-12. ayetlerde “Artık sen, o göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle! İnsanları kuşatıp sarar. İnletici bir azaptır bu! Ey rabbimiz! Kaldır bizden bu azabı. Biz gerçekten müminleriz.” Kur’an’ın bu beyanına, günümüz bilim çevrelerinin ekledikleri şunlardır Zehirli gazların atmosferi tahribi sonucu kirlenen hava yüzünden doğal kaynaklar tahrip olacak, yaşam alabildiğine zorlaşacak. Hepimiz bilmekteyiz ki, havanın zehirlenmesi ozonu delmiş ve bu delik, Stephen Hawking’in deyimiyle Amerika kıtasının üç katı bir büyüklüğe ulaşmıştır. Bu delik yüzünden dünya korkunç bir radyasyon ve ultraviyole yağmurunun tehdidi Devamını Oku Kıyamet kavramının boyutları20 Şubat 2009 Kıyamet kelimesi Kur'an'da 70 yerde geçmektedir. Deyi­min kökü olan kıyamdan türemiş kelimelerin sayısı ise 200 civarındadır. Kıyamet, içinde yaşadığımız dünyanın ve onun bünyesin­de yer aldığı evrenin parçalanıp dağılması ve bütün şuurlu varlıkların hesap vermek üzere Yaratıcı'nın huzurunda, ma­hiyetini bilemeyeceğimiz bir biçimde kıyam etmesi olarak bilinir. O gün Allah bütün tartışmaları sonuçlandıracak, çelişmeleri bitire­cek ve hayat serüveninden herkesi hesaba çekerek iyilikle kötülüğün karşılıklarını verecektir. Örnek olarak bk. Baka­ra, 113; Âli İmran, 185; Nisa, 87; Enbiya, 47; Hac, 9 Kur'an bugüne din günü demekte ve onun tek yargıcının Allah ol­duğunu belirtmektedir. Fâtiha, 3 Buraya kadar anlattıklarımız, kıyametin akla ilk gelen anlamlarıdır. Bu anlamdaki kıyamete büyük kıyamet’ diyebiliriz. Kur'an incelendiğinde görülür ki, bu büyük ve genel kıyametten başka sayısız küçük kıyametler sahnesinde her an milyonlar ve milyonlarca kıya­met yaşanmaktadır. Evrende bir hiç denecek ka­dar küçük bir yer tutan insan vücudunda da, her an bin­lerce kıyamet yaşanmaktadır. Kur’an’a göre, her varlık bir âlemdir ve her âlem birçok kıyamete sahnedir. TOPLUMLARIN KIYAMETİYazının Devamını Oku Varlığın yapısal parçaları olarak hayvanlar19 Şubat 2009 Ünlü bir Kızılderili atasözü şöyle demektedir “Son ağaç kesildiğinde, son nehir kirletildiğinde, son balık tutulduğunda beyaz adam, paranın yenmeyeceğini anlayacak.”Beyaz adam ve onun geliştirdiği doğa düşmanı kapitalizm bu gerçeği bir gün elbette ama o gün iş işten geçmiş mülkü olan doğa yahut yerküre emanetinin ayrılmaz, yadırganamaz ve olmazsa olmaz sakinleri hayvanlardır. Kur’an-ı Kerim bu yerküre sakinlerinin bir kısmının adını, birçoğunun da varlığını bildirmekte, doğayı onlarla paylaşmamızın hem emanete saygı hem de mutluluğa katkı olacağına vurgu yerküre sakini ortaklarımız, aynen bizim topluluklarımız gibi birer ümmet’ olarak hayvanlar’ anlamına gelen suredeki şu tanrısal beyana bakın“Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu kitapta, herhangi bir şeyi gereğinden fazla yapmadık/ gereğinden eksik bırakmadık. Onlar, sonunda, Rableri önünde haşredilirler.” En’am, 38 Yazının Devamını Oku Varlık insana emanettir18 Şubat 2009 İnsanın üstün varlık oluşu, varlığın insana emanet edilişinin ifadesidir; varlığın insanın egoizmine, sadizmine terk edilmesinin ifadesi değildir. Varlığı insana emanet eden Yaratıcı kudret, varlıktan vazgeçmiş değildir. İnsanın emanete hıyanetini, nankörlüğünü, varlık ve oluşun tahribine yönelik zalimliğini cezasız da bırakacak değildir. Allah mülkün sahibidir. Onu dilediğine verir. Ve mülkü, insanın emrine vermiştir. Ancak insan mülkün gerçek sahibi değil, emanetçisidir. Emanete hıyanet ettiğinde mülkün sahibine hesap vermek zorunda sözcüğü, Kur'an-ı Kerim'de tekil ve çoğul olarak 6 yerde geçmektedir. Bu kelimenin kökü olan emn iman da bu köktendir ruhun sükûnet bulması ve korkudan kurtulmak bir şeyi veya bir değeri gönül huzuru ve güvenle bir başkasına teslim etmek veya aynı şartlarla teslim almaktır. O halde, emanette teslim edenle teslim alanın karşılıklı güven ve rahatlıkları esastır. Ve bu da gösterir ki, emanet olgusu şuurlu ve kararlı iki benliğin varlığını gerektirir. Bu anlamda alındığında, emanet insan dışında hiçbir varlığın taşıyamayacağı bir Yazının Devamını Oku MisafirEvladı mustafa tahir ozturk babası adına hatira ormanı kurdu sevenleri sağlığında kurmuşlardı hocanın bilgileri dahilinde kuran mümini ve kuran şehidi ışıklar içinde uyu hocam MisafirYaşar nuri öztürk hatira ormani MisafirKaderi inkar ediyo öldükten sonra dirilme yok diyo bu nasıl hoca aga daha ne inkar edicek MisafirCehennem odunu dallama MisafirAdam dinsiz siz mekani cennet olsun diyorsunuz el insaf. Misafir😔😢mekanın cennet içimde uyu hocam. MisafirNur içinde onun gibi hocaaaa😢😔 Misafirülümü kötü birşey olmuş Misafirhjhhjbbhjhjbhjhbhjbjhbjhbjbhjbhbhb MisafirALLAH mekanını cennet etsin,o büyük bir ilim adamaıydı ve hayatını senin gibi örümcek beyinlileri,doğru yola onun kadar güzel yorumlayan biri daha gelmeyecek ,kuran,peygamber ve ALLAH aşığı bir büyük alimdi o..islami kurallar ortada olsaydı o kendini paralamazdı ,asıl laf cambazlığını sen ona çokkkkkkkkkkk şey borçluyuz çok. Misafiradam gibi adam birilerine ibret olsun,Allahın sevgili kuluyumuş hem ramazan ayı hem cumaa günü. ALLAH RAHMET EYLESİN SENİN GİBİ ŞU ÜLKEDE ÇOK DEĞİL 15, 20 TANE OLSAYIDI ÜLKEMİZ İNSANLARI DAHA BİR BAŞKA DÜŞÜNÜRDÜ. MisafirAdamın hayatı, İslam'ı, dogmaların , batılın ve yobazlığın tasallutundan kurtarma çabasıyla geçti. Ramazan 17 de bunun Yaradan tarafından teyidi ve taltifidir, olsa olsa... Okuyucu GörüşüKitapları okunsun diye adamı yapay kerametlerle meşhur ediyorlar. Örfümüze göre ölünün arkasından konuşulmaz ama ölen kitaplarının okunması için "akıllara durgunluk veren kerametleri gösteriyor" deniyorsa bu adamın arkasından bence konuşmak lazım. Şeaire yani İslamın temel esaslarına verdiği zararları anlatmak lazım. MisafirYaman celiski sadece 1 yilldan ibaret olsa! Adam bir kere 1945 dogumlu, 1951 degil! MisafirYobaz pislikler..Islamiyet sizin yüzünüzden bu hale geldi... salhorNe 1951'i be aslanım? Adam 1945'li. Ahir zamanda İslam'a zarar vermek için geçen 50 yıllık mesaisinin semeresini şimdi alsın da Yüksel ve Salman Rüşdi bundan daha şerefliler. TRABZONLU !!!!!!!!!Yahu birakin bu Medyatik bos isleri ne zaman dogarsa dosun ne zaman ölürse ölsün her canli zamani gelince ölümü tatacak !!!!! KasımNe mübarek adammış MisafirAllah rahmet eylesin MisafirAllah ölenin arkasından iyi laf edene de kötü laf edene de ettiği kadarını nasip eder inşallah. Nadir Kocadereli9 doğrunun arasına 1 yanlış sokuşturup ...... Amaaan neyse ,hesabını veriyor işte .... adil muhafazakar kanaat önderi Böyle bir şekilde vefat etseydi eminim sevenleri Rabbimin sevgili kulu keramet ehli ermiş evliya ramazan ayında vefat etti diye toz kondurmazdılardı ama sevmedikleri biri olunca acımazıca karikatür çiziyorlar Müslümanlıkta böyle bir şey Allah rahmet etsin demiyeceksen susmasını bilmeli inançlı bile münafıkları ebu hüreyra bildiriyor ama sakın kimseyi söyleme diye Ömer öğrenmek istiyor Ebu hureyra bir Müslümanlığı acınası Müslümanlık. YusufBu ne bicim haber simdi!? Adam 1951 dogumlu degilki, 1945 dogumlu, yani 71 yasinda idi. Internethaber lutfen biraz daha fazla dikkat bir haberi yayinlarken. Erol BaronAziz Nesin gibi Nuri Öztürk te -boşuna kürek çeken- Türk halkını aydınlatmaya YETMEDİ. MisafirHaydaaaa! Alın size bir asparagas haber daha. "Yaşar Nuri Doğum Gününde Öldü" başlığıyla verilen haberinizde doğum tarihi 22 Haziran 1945 olarak gösteriliyor ki bu tarih hicri olarak 11 Recep 1364'e denk gelmektedir. Burada ise doğum yılı sırf Ramazan'a denk gelsin diye 1951 olarak veriliyor. Bu gidişle yakında başına bir türbe de dikersiniz!

yaşar nuri öztürk öldükten sonra dirilme