🎾 Duha Suresinden Nas Suresine Kadar Olan Sureler

6 Fatiha suresine başka bir sûre veya bir sûre yerini tutacak kadar âyet ilâvesi vacibdir. Şöyle ki: Farz namazların önceki ilk iki rekatlarında Fatiha'dan sonra diğer bir sûre veya bir sûreye denk bir miktar âyet okunması vacib olduğu gibi, vitir namazı ile nafile namazların her rekatında Fatiha ve Fatiha'dan sonra bir Kitabımız 144 sayfadan ibaret olup, 3 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Duha suresinden Nas suresine kadar kısa sureler olarak bilinen sureler, 2'nci bölümde Hz. Âdem ve yaradılış ayetlerini esas alan tefsir kısmı, 3'üncü bölümde ise Kur'an'ın feyzini konu eden 15 hadisi şerif yer almaktadır. RahmanVe Rahim Olan Allah'ın Adıyla: Gece Yürüyüşü: 1. Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını göste­relim diye kulunu Mescid-i Haram'dan, çevresini mü­barek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya yürüten Allah, nok­san sıfatlardan uzaktır. O, işitendir, görendir. ŞahsiKemâlât Denemeleri. Bütün sûreleri bir arada bulabileceğiniz ve yazıcınıza gönderebileceğiniz dosyayı buradan indirebilirsiniz. -->. SURELER.pdf. Size : 0.252 Kb. Type : pdf. SÛRELER. Aşağıda Duha Suresinden Aşağıya olan sureler verilmiştir. Ezberlenmek için düzenlenmiş bu sayfalarda kelime kelime transkripsiyon Herhafta Bakara suresinden başlanmak üzere 5 beş sayfa yüzüne okuma/dinleme; Yasin, Tebâreke ve Amme gibi sureler de aynı şekilde okuma/dinleme yapılacaktır. Her hafta yüzüne okunan beş sayfanın bir bölümü (ortalama bir sayfa) koro halinde okunacaktır. namazsurelerİfİlsuresİnden nassuresİnekadar(namazdaokunanenkisasureler)namazda fatİahadan sonra okuyabİleceĞİmİz en kisa surelernamaz surelerini bulabilece Bundanbaşka bir secde suresi daha vardır. O da Fussilet suresidir. İki secde suresini birbirinden ayırmak için bu sureye "Medaci" ve "Lokman Secdesi", Fussilet suresine de "Hâmim Secdesi" denmiştir. Sure 30 ayettir. Mekke'de, Mü'minûn suresinden sonra inmiştir. 18, 19 ve 20. ayetlerin Medine'de nâzil olduğu da rivayet edilmiştir. 1.rekatta okunacak olan bir sureden sonra 2.rekata geçildiğinde ilk rekattakinin altından bir sure okunması önemlidir. Yani 2. rekatta okunan sure, 1. rekatta okunan surenin hep aşağısında olacak, yukarısında olmayacaktır. (Sure atlamadan sırasıyla okunması gerekir.) İhlasSuresi, Kurân'ın üçte birinin bedelidir. Bir kimse, bu sûreyi ihlas (Allah'a tam bir güvenle, Allah'ın kendisini gördüğünü biliyor gibi) ile okursa; Cenâb-ı Hakk, o kulunun cesedini Cehennem'e haram kılar. 4.Allah'ın Rasûlü buyuruyor: «Bir kimsenin yolu, kabristana uğrasa da geçerken 11 adet İhlas okursa, bu Kuran-ı kerimi Fatiha’dan başlayıp Fil suresine veya İhlas suresine kadar okuyup, sonra olan birkaç sureyi başkasına okutsa, o da birinciye vekil olarak kalan sureleri okursa, Kur’an-ı kerimi başından beri okumuş olan, hatmetmiş olmaz. Bunlardan birisini dinleyenler de, hatim dinlemiş olmazlar. Hiçbiri hatim sevabına Cüzgülü BİLGİ KUTUSU Hatim: Kur'an-ı Kerim’i ilk suresi olan Fâtiha suresinden başlayıp en son suresi olan Nas suresine kadar okumaktır. Hafız: Kur’an’ı başından sonuna kadar ezberleyen kimsedir. 45 K74a. Kur'an-ı Kerim'in doksan üçüncü suresi olan Duha suresi, Mekke devrinde nazil olmuştur. İniş sırasına göre 11. suredir ve 11 ayetten oluşur. Birinci ayette geçen ve “kuşluk vakti” anlamına gelen Duha kelimesinden dolayı bu adı almıştır. Vedduha suresi olarak da anılır. Dini kaynaklarda, Duha suresi duası faziletleri, anlamı ve meali ile ilgili önemli bilgiler bulunur. Duha suresi okunuşu bilmek önem arz eder. Duha suresi okunuşu gün içerisinde sık sık yapılmalıdır; çünkü bu surenin fazileti, faydaları ve yararları olduğuna inanılır. Ezberlemek ve dinlemek isteyenler için Duha suresi anlamı meali, Arapça yazılışı, Türkçe okunuşu, fazileti ve dinle seçeneği hakkında bilgiler haberimizde yer alıyor... DUHA SURESİ OKUNUŞU Bismillahirrahmânirrahîm. Vedduha Velleyli iza seca Ma vedde'ake rabbüke ve ma kala Ve lel'ahıretü hayrün leke minel'ula Ve lesevfe yu'tıyke rabbüke feterda Elem yecidke yetiymen feava Ve vecedeke dallen feheda Ve vecedeke 'ailen feağna Femmel yetiyme fela takher Ve emmessaile fela tenher Ve emma binı'meti rabbike fehaddis DUHA SURESİ DİNLE DUHA SURESİ TÜRKÇE ANLAMI DİYANET MEALİ Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle. Andolsun kuşluk vaktine ve dindiği zaman o geceye ki, Rabbin sana veda etmedi ve darılmadı! Ve kesinlikle senin için sonu önünden ahiret dünyadan daha hayırlıdır. İleride Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın! O, seni bir yetim iken barındırmadı mı? Seni, yol bilmez iken doğru yola koymadı mı? Seni bir yoksul iken zengin etmedi mi? Öyle ise, sakın yetime kahretme onu horlama! El açıp isteyeni de azarlama! Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat! DUHA SURESİ ARAPÇA YAZILIŞI DUHA SURESİ NUZÜL Mushaftaki sıralamada doksan üçüncü, iniş sırasına göre on birinci sûredir. Fecr sûresinden sonra, İnşirâh sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Rivayete göre Fecr sûresinin inişinden sonra öncekine nisbetle daha kısa bir süre vahiy kesilmiş, müşrikler bu olayı kullanarak Hz. Peygamber’e, “Herhalde rabbin sana darıldı ve seni terketti” demişlerdi. Bu sözlerden dolayı Hz. Peygamber’in duyduğu üzüntü üzerine bu sûre inmiştir Taberî, XXX, 148. Bizim iniş sıralamasında esas aldığımız bu rivayet dışında, Duhâ sûresinin iniş tarihine dair başka rivayetler de vardır 1. İlk vahiyden Alâk ve Müddessir sûrelerinin ilk âyetlerinden sonra uzunca bir süre vahiy kesilmiş, tekrar başladığında ilk olarak Duhâ sûresi gelmiştir. 2. Necm sûresinde geçen “Cebrâil”i bütün azametiyle görme ve ona iyice yaklaşma” sonucu Hz. Peygamber’de oluşan heyecan ve sarsıntı yatışsın diye bir süre vahiy kesilmiş, sonra Duhâ sûresi gelmiştir İbn Kesîr, VIII, 287-288, 445-446; Şevkânî, V, 378. Vahyin mâkul sebeplerle kesilip araya fâsılaların girmesi her seferinde muhaliflerin dedikodu yapmalarına vesile olmuş ve Allah da bu sûreyi göndererek resulünü teselli etmiştir. DUHA SURESİ KONUSU Müşriklerin üzücü söz ve davranışlarına karşı bir teselli olmak üzere Hz. Peygamber’e, yüce Allah’ın himayesi sayesinde çocukluğundan itibaren nice güçlükleri aşarak bugünlere geldiği hatırlatılmakta ve kendisinin de yetime, yoksula iyi davranması emredilmektedir. DUHA SURESİ FAZİLETİ Duha Suresi, “vahyin geçici olarak kesilmesine” ve irtibatın tekrardan başlayarak, vahyin yeniden inişine işaret etmektedir. Resul-ü Kibriya’yı Allah-u Teâlâ’nın öksüzken barındırdığını, yolunu kaybetmişken yol gösterdiğini ve fakirken bulup da zengin ettiğini belirterek, teselli etmektedir. Ayrıca "Şefaat" ve Allah Resulü'nün kıyametteki "Mahmud" makamına değinilerek, Allah-u Teâlâ’nın Hz. Muhammed Mustafa Efendimize verdiği keramet ve hediyeler beyan edilmektedir. Surenin sonunda da üç ahlaki ve sosyal ilke verilmektedir Birincisi, yetimlere karşı merhametli olma. İkincisi, ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunma ve onları geri çevirmekten sakınma. Üçüncüsü, Allah’ın verdiği nimetleri hatırlayarak, şükür etmek. DUHA SURESİ TEFSİRİ KUR'AN YOLU Duhâ kelimesi “kuşluk” anlamına gelmekle birlikte çoğu müfessirler, 2. âyetteki “gece”nin alternatifi olarak burada bütünüyle gündüz vakti için kullanıldığı kanaatindedirler. İbn Âşûr’a göre ise kelime burada da kuşluk vaktini ifade etmekte olup, bununla, tıpkı kuşluk vakti güneş ışığının yeryüzünü bütünüyle kaplaması gibi vahiy ışığının da dünyaya inip aydınlatmaya başladığına imada bulunulmuştur. 2. âyetteki gece karanlığı da Hz. Peygamber’in bu vakitte evinde veya Kâbe çevresinde sesli olarak Kur’an’ı okuduğu, müşriklerin ise onu gizlice dinledikleri vakit olup bundan dolayı bu iki vakit üzerine yemin edilmiştir. Yeminin amacı putperestlerin artık Hz. Peygamber’e vahyin gelmez olduğu, Allah’ın onu terkettiği iddialarının gerçekle ilgisinin bulunmadığını kesin bir dille belirtmektir XXX, 394-395 DUHA SURESİ NE ZAMAN İNMİŞTİR? Duha suresi ya da Vedduha suresi, Mekke döneminde inmiştir. Mushaftaki sıralamada doksan üçüncü, iniş sırasına göre on birinci sûredir. Fecr sûresinden sonra, İnşirâh sûresinden önce inmiştir. DUHA SURESİ KAÇ AYET? Duha suresi, 11 ayetten oluşmaktadır. DUHA SURESİ KAÇINCI SAYFA VE CÜZDE YER ALIYOR? Duha suresi, Kur'an-ı Kerim'in 30. cüzünde bulunuyor. Duha suresi, 596. sayfada yer almaktadır. DUHA VEDDUHA SURESİ NEYİ ANLATIYOR? Duhâ sûresi, İslâm güneşinin yükselişini sembolize eden kuşluk vaktiyle küfür ve şirk döneminin, bitmeye yüz tutmuş karanlık bir geceyi andıran haline yeminle başlar. Allah’ın Hz. Peygamber’i terketmediği ve kendisine darılmadığı bildirilir. Hz. Peygamber’i yakın bir gelecekte büyük başarıların beklediği, peygamberlik görevinin sonunun başlangıcından daha hayırlı olacağı müjdelenir. Aslında Hz. Peygamber annesiz babasız büyüyen bir yetimken rabbi kendisini koruyup kollamış ve ona peygamberlik vermiştir. Artık rabbin desteğinden uzak kalması ve terkedilmiş bir duruma düşmesi söz konusu değildir. Sûrenin ikinci yarısındaki âyetler ilk nazarda bir başa kakma üslûbu taşır gibiyse de dikkatle incelendiğinde böyle olmadığı görülür. Daha önce verilen nimetlerden söz edilmesi başa kakma değil peygamberlikten sonra verilecek nimetlerin daha öncekilerle kıyaslanamayacak kadar büyük olduğunu anlatmak içindir. Nübüvvetten önce resulünü kimseye muhtaç etmeyen Allah nübüvvetten sonra mı yüz üstü bırakacaktır. Artık bir peygamberden beklenen görevleri yerine getirmesi, yetime, kimsesize sahip çıkması, ihtiyacı olanları eli boş çevirmemesi gerektiği belirtilir. Sûre, rabbin nimetlerini dile getirmeyi emreden bir âyetle son bulur. Bundan da en büyük nimet olan İslâm dininin tebliğ ve tâlim edilmesi istendiği sonucu çıkarılmalıdır. Bu özellikleri ve muhtevasıyla sûre yalnız Hz. Peygamber için değil her zaman ve her yerde bütün müslümanlar için büyük bir mânevî güç ve moral kaynağıdır. Duhâ sûresinin bir önceki Leyl sûresiyle anlam ilişkisi vardır. Leyl sûresi, iyilerin ileride hoşnut ve razı olacaklarını müjdeleyen âyetle son bulurken bu sûrede, “Rabbin sana verecek, sen de razı olacaksın” meâlindeki âyetle bu müjdeye açıklık getirilmiş olur. Bundan sonraki İnşirâh sûresi ise hem üslûp hem de anlam bakımından Duhâ sûresinin devamı gibidir. Çünkü bu sûrede Peygamber’in göğsünün genişletildiği, sırtındaki ağır yükün kaldırıldığı ve namının yüceltildiği bildirilir. Duhâ sûresinin başında yer alan, “Rabbin seni terketmedi, senden yüz çevirmedi” meâlindeki âyete karşılık İnşirâh sûresi, “Öyleyse sen de sadece rabbine yönel” âyetiyle son bulur. DUHA SURESİNE NEDEN BU İSİM VERİLMİŞTİR? Duha suresi, ilk ayette geçen “Duha” kelimesinden almıştır. Vedduha suresi olarak da anılır. DUHA NEDİR, NE ANLAMA GELİR? Duha kelimesi, “kuşluk vakti” anlamına gelmektedir. DUHA SURESİ NE ZAMAN OKUNMALI? Duha Vedduha suresi, zaman ve mekân ayırt etmeksizin okunabilen sureler arasındadır. Kişi, sıkıntıya, derde ya da kedere düştüğü durumlarda Duha suresine başvurabilir. Duha suresini her gün sabah namazından sonra okuyan kimse, her türlü kötülüklerden korunur. Duha suresini okuyan kimsenin evinde geçimsizlik olmaz; bolluk ve bereket artar. Ahirette Yüce Allah'ın şefaatine sığınmak isteyenler Duha suresini namazlarında da okumalıdır. Oruç için niyetlenirken ve oruç açıldığı sırada da bu sure okunabilir. DUHA SURESİ NE İÇİN OKUNUR, NEYE İYİ GELİR? Duha ya da Vedduha suresi, maddi ve manevi bütün dertleri, sıkıntıları gidermek ile gönül ferahlığına erişmek için okunur. Yüce Allah'ın merhametine ve bağışlayıcılığına sığınıarak onun her şeyi gören, her derde derman olduğunu hatırlamak amacıyla da başvurulur. Oruca niyet ederken ve orucu açarken okunmasının yanı sıra, maddi sıkıntılardan kurtulmak, zenginleşmek ve yalnız hissedildiğinde rahatlamak için de okunacak bir suredir. DUHA SURESİ NASIL KOLAY EZBERLENİR? Kur’an-ı Kerim’de yer alan bütün surelerin kolay ezberlenmesi için bol bol tekrar yapılması gereklidir. Duha suresi ezberlemek isteyen bir kişi, her ayeti en az üç kere okumalı ve sesli bir şekilde tekrar yapmalıdır. DUHA SURESİ ÖLÜLERE OKUNUR MU? İslam âlimlerinin ölülere okunan dualar ve sureler konusunda farklı görüşleri vardır. Buna karşın, Duha Vedduha suresinin ölülere okunmasında bir sakınca yoktur. Mezarlık ziyaretlerinde okunabilir. DUHA SURESİ ABDESTSİZ OKUNUR MU? Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz. Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Duha Vedduha suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157 Keza, başörtüsü olmadan da Duha suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olmak daha iyidir. DUHA SURESİ ADETLİYKEN OKUNUR MU? Duha suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır. EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER Ayetel Kürsi Kunut Duaları Sübhaneke Duası Nasr Suresi İnşirah Suresi İhlas Suresi Asr Suresi Felak Nas Suresi Yasin Suresi Kadir Suresi Fatiha Suresi Duha Suresi Fetih Suresi Kevser Suresi Kehf Suresi Bakara Suresi Salli Barik Duaları Tebbet Suresi Maun Suresi Fil Suresi Zilzal Suresi Kureyş Suresi Kalem Suresi Şifa Duası Rızık Duası Dilek Duası Nazar Duası Duha ne demek? Duha suresi Mekki midir, Medeni midir? Duha suresi ne zaman ve nerede nüzul olmuştur? Duha suresi kaç ayettir? Duha suresi ne anlatıyor? Duha suresinin okunuşu, anlamı ve tefsiri nasıldır? Duha suresinin fazileti ve sırları nelerdir? Duha suresi meali ve Arapça yazılışı... Duha suresi hakkında bilgiler...Duha suresi, Mekke döneminde nüzul olmuştur. Duha suresi, 11 ayettir. Duha, kuşluk vakti demektir. DUHA SURESİ ARAPÇA DUHA SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU* *Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için aramalarda çıkmak için sitemize eklenmiştir. Bismillâhirrahmanirrahim. 1-3. Ved duhâ. Vel leyli izâ secâ. Mâ veddeake rabbuke ve mâ kalâ. Ve lel âhıratu hayrun leke minel ûlâ. Ve le sevfe yu’tîke rabbuke fe terdâ. E lem yecidke yetîmen fe âvâ. Ve vecedeke dâllen fe hedâ. Ve vecedeke âilen fe agnâ. Fe emmâl yetîme fe lâ takher. Ve emmâs sâile fe lâ tenher. Ve emmâ bi ni’meti rabbike fe haddis. DUHA SURESİ ANLAMI Rahmân ve Rahîm olan Alla’ın adıyla, 1-3. Kuşluk vaktine ve sükûna erdiğinde geceye yemin ederim ki Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı. Ve kesinlikle senin için sonu önünden ahiret dünyadan daha hayırlıdır. ileride Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın! O, seni bir yetim iken barındırmadı mı? Seni, yol bilmez iken doğru yola koymadı mı? Seni bir yoksul iken zengin etmedi mi? Öyle ise, sakın yetime kahretme onu horlama! El açıp isteyeni de azarlama! Ve fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat! DUHA SURESİ TEFSİRİ Rivayete göre risâletin ilk zamanlarında Resûlullah vahyin gelmesi kısa bir müddet kesilmişti. Efendimiz buna çok üzüldü. Bunun kendisinden kaynaklanan bir kusur sebebiyle olmasından korku ve endişe duyuyordu. Müşriklerin de onun Rabbi tarafından terk edildiği yönünde ithamları oluyordu. bk. Buhârî, Tefsir 93; Müslim, Cihad 114-115 Dolayısıyla Efendimiz hüznünü gidermek ve onu teselli etmek üzere bu sûre iner. Güneşin aydınlığının her tarafı kuşattığı kuşluk vaktine ve iyice sükûn bulduğu geceye yemin edilerek, Cenâb-ı Hakk’ın onu asla terk etmediğini ve ona darılmadığını müjdeler. Gündüz ve gecenin nasıl bir hikmeti varsa, vahyin kesilmesinin de mutlaka bir hikmeti vardır. Bunun Allah’ın terk etmesi veya darılmasıyla bir alakası yoktur. Belki vahyin kesilmesinin, gündüz ve geceye yemin edilmesi ile şöyle bir irtibatı olabilir İnsan gündüz çalışır, çabalar ve yorulur. Bu bakımdan gece karanlığı, yorgun olan insanın sükûnet bulması ve dinlenmesi için lüzumlu olur. Aynı şekilde ilk olarak gelen vahiyler, henüz bu işe yeni başlamış olan Peygamberimiz çok tesir ediyordu. Rûhen ve bedenen gerginliğe ve yorgunluğa sebep oluyordu. İşte bir müddet vahyin kesilmesi, Efendimiz gerginlikten kurtulup sükûnet bulması içindir. Bir mânada vahiy güneş aydınlığı gibiyken, onun kesilişi de gecenin sükûnetine benzetilmiştir. Akabinde Cenâb-ı Hak, Habîbi’ni bırakmadığının ve darılmadığının bir işareti olarak öncelikle ona geleceğe ait müjdeler verir Rivayete göre risâletin ilk zamanlarında Resûlullah vahyin gelmesi kısa bir müddet kesilmişti. Efendimiz buna çok üzüldü. Bunun kendisinden kaynaklanan bir kusur sebebiyle olmasından korku ve endişe duyuyordu. Müşriklerin de onun Rabbi tarafından terk edildiği yönünde ithamları oluyordu. bk. Buhârî, Tefsir 93; Müslim, Cihad 114-115 Dolayısıyla Efendimiz hüznünü gidermek ve onu teselli etmek üzere bu sûre iner. Güneşin aydınlığının her tarafı kuşattığı kuşluk vaktine ve iyice sükûn bulduğu geceye yemin edilerek, Cenâb-ı Hakk’ın onu asla terk etmediğini ve ona darılmadığını müjdeler. Gündüz ve gecenin nasıl bir hikmeti varsa, vahyin kesilmesinin de mutlaka bir hikmeti vardır. Bunun Allah’ın terk etmesi veya darılmasıyla bir alakası yoktur. Belki vahyin kesilmesinin, gündüz ve geceye yemin edilmesi ile şöyle bir irtibatı olabilir İnsan gündüz çalışır, çabalar ve yorulur. Bu bakımdan gece karanlığı, yorgun olan insanın sükûnet bulması ve dinlenmesi için lüzumlu olur. Aynı şekilde ilk olarak gelen vahiyler, henüz bu işe yeni başlamış olan Peygamberimiz çok tesir ediyordu. Rûhen ve bedenen gerginliğe ve yorgunluğa sebep oluyordu. İşte bir müddet vahyin kesilmesi, Efendimiz gerginlikten kurtulup sükûnet bulması içindir. Bir mânada vahiy güneş aydınlığı gibiyken, onun kesilişi de gecenin sükûnetine benzetilmiştir. Akabinde Cenâb-ı Hak, Habîbi’ni bırakmadığının ve darılmadığının bir işareti olarak öncelikle ona geleceğe ait müjdeler verir Buna göre › Resûlullah için sonsuza dek bir sonraki an bir önceki andan, sonra gelen önce gelenden, işin sonu başından daha hayırlı olacaktır. Bunu açmak gerekirse, hayatının başlangıcına göre peygamberlik dönemi; vahyin başlangıcına nazaran bir müddet kesilmesi; kesilmesine nazaran tekrar başlaması; bu sûre indikten sonra karşılaşacağı her halin, her işin başına göre sonu; içinde bulunduğu saat, gün, hafta, ay ve yıla göre gelecek saat, gün, hafta, ay ve yıl daha hayırlı olacaktır. Neticede âhiret de onun için dünyaya göre hayırlı olacaktır. Bu müjde, Resûl-i Ekrem her an, her nefes Yüce Rabbine doğru kesintisiz ve düşüşü olmayan bir yükseliş halinde olduğunu haber verir. Bu müjdenin, Mekke’nin ilk yıllarında Peygamberimiz yanındaki bir avuç müslümanla görünüşte muzaffer olmasına küçük bir ihtimal bile yokken verilmiş olması daha büyük bir mâna ifade eder. › Rabbi ona hem dünyada hem âhirette büyük ihsanlarda bulunacak, O da hem Rabbinden hem de verdiklerinden râzı olacaktır. Nitekim Efendimiz’in tebliğ ettiği İslâm, kısa zamanda yayıldı. Kendi asrında, hulefâ-i râşidîn döneminde ve diğer müslüman hükümdârlar devrinde fetihlerle yüceldi. İslâm yeryüzünün doğusuna, batısına, her tarafına ulaştı. Âhirette ise Efendimiz cennetin en güzel yerinde, Makâm-ı Mahmud’da olacaktır. Kendisine şefaat-ı uzmâ hakkı verilecektir. Bu âyet-i kerîme Kur’ân-ı Kerîm’de en çok ümit veren âyetlerden biridir. Çünkü ümmetine çok düşkün olan merhamet ummanı Efendimiz, ona ümmet olma şerefini taşıyan herkese şefaat edip onu cehennemden kurtarmadan gönlü razı olmaz. Yüce Allah, geleceğe ait verdiği bu müjdeleri mutlaka yerine getireceğine dair bir teminat olarak, bu kez de Efendimiz küçüklüğünden itibaren bulunduğu ihsanları hatırlatmaktadır Efendimiz olan bu ilâhî lutuflar şunlardır Birincisi; Resûlullah ana karnında altı aylık iken babası ölmüş, dünyaya yetim olarak gelmişti. Altı yaşına kadar onu annesi şefkatle büyüttü. Annesinin vefâtından sonra sekiz yaşına kadar dedesi Abdulmuttalip onu istisnaî bir muhabbetle yetiştirdi. Dedesinin ölümünden sonra, amcası Ebu Talib onu himayesine aldı. Gerçek bir baba gibi onu muhabbetle koruyup kolladı. Hatta nübüvvetten sonra bile bütün Kureyşi karşısına alarak, göğsünü on sene kadar yeğeni için siper etmişti. İşte bunlar, o Yetîm hakkında ilâhî himâye ve barındırmanın beşer planında bir tecellisinden başka bir şey değildi. Dileseydi onu sahipsiz bırakıp hebâ edebilirdi. Fakat merhamet etti, onu sadefinde saklı dürr-i yetîm gibi tertemiz büyütüp yetiştirdi. İkincisi; Resûl-i Ekrem kendisine vahiy gelmeden önce kırk sene Mekke’de müşrik bir toplum içinde yaşadı. Kendisi hanîfti. Allah’ın birliğine inanıyor, putlara asla tapmıyor, toplumda iyice yaygınlaşmış olan hiçbir günaha tevessül etmiyordu. Ahlâk yönünden de pek yüksek bir seviyeye sahipti. Fakat günahlara dalmış insanların durumuna üzülüyor, onların kurtuluşu için çareler düşünüyor, lakin ne yapacağını bilemiyordu. O hiçbir zaman akıl ve din yönünden sapık olmamıştır. Fakat Kur’an gibi mûcize bir kitaptan, İslâm gibi insanlığın kurtuluşunun reçetesini sunan mükemmel bir dinden haberdar değildi. Allah ona peygamberlik verip vahiy göndererek onu doğru yola eriştirmiştir. Çaresiz insanlara nasıl el uzatıp, hastalıklarına devâ olacağını öğretmiştir. İşte âyette ضَٓالًّا dāllen ve هَدٰى hedâ, kelimeleriyle bu durum kastedilir. Nitekim onun bu hâline işaret eden şu âyet-i kerîme dikkat çekicidir “İşte biz böylece sana emrimizle ölü kalplere hayat bahşeden bu Kur’an’ı vahyettik. Yoksa daha önce sen kitap nedir, iman nedir, bilmezdin. Biz Kur’an’ı bir nûr kıldık ki, onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola ulaştıralım. Sen de hiç şüphesiz insanlığı dosdoğru bir yola çağırmaktasın.” Şûrâ 42/52 “Sen, aslında bu kitabın sana vahyedileceğini ummuyordun. Bu sana ancak Rabbinden bir rahmet olarak geldi. O halde sakın kâfirlere arka çıkma!” Kasas 28/86 Üçüncüsü; Allah Resûlü fakir bir ailede doğup büyüdü. Babasından kendisine fazla bir miras da kalmamıştı. Sonra Cenâb-ı Hak onu önce Şam’a yaptığı ticaret seferinden elde edilen bereketli kâr ile zengin etti. Hz. Hatice ile evlendikten sonra da ona bütün servetini hibe etmesiyle zengin kıldı. Daha sonra kendisine ilâhî bir lutuf olarak ihsân buyrulan fetihler ve ganimetler ile zenginlik elde edilmiştir. Fakat Peygamberimiz kendine ihsan edilen bütün imkânları, ailesinin zaruri ihtiyaçları dışında Allah yolunda sınırsız bir cömertlikle harcamıştır. Buradaki “zenginleş­tirme”den maksat, Cenâb-ı Hakk’ın Habîbi’ne gönderdiği vahiy ile onun ruh âlemini, kalp dünya­sını zenginleştirmesi, onu hem kendisini hem tüm beşeriyeti aydınlatabilecek zenginlik­te hakikatlere mazhar kılması da olabilir. Yüce Mevlâmız, ihsan buyurduğu bu nimetler mukâbilinde Nebiyy-i Ekrem şu üç şeyi yapmasını emir buyurur Birinci tâlimat yetimlerle alakalıdır. Yetîmi ezmemek; onu zayıf görüp küçümseyerek üzmemek istenir. Onun maddeten ve mânen tüm haklarının korunması ve en küçük bir hakkının yenmemesi tâlimatı verilir. Çünkü Efendimiz yetimliği tatmış ve hakkındaki ilâhî lütfu görmüştü. Yetîm büyüyen, yetîmin hâlinden daha iyi anlar. Bu sebeple yetimlik zamanında kendi gördüğü ilâhî lütfu, ümmetinin yetimlerine göstermekle mesul tutuldu. Bu yüzdendir ki Resûlullah yetimlere son derece alaka gösterir, tüm ihtiyaçlarını karşılar, müslümanları da bu hayırlı amele teşvik ederdi “Müslümanlar içinde en hayırlı ev; içinde yetîme iyi muamele edilen evdir. müslümanlar içinde en kötü ev de yetîme kötü muamele edilen evdir.” İbn Mâce, Edeb 6 “Bir kimse, müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teâlâ onu mutlaka cennete koyar.” Tirmizî, Birr 14/1917 “Bir kimse sırf Allah rızâsı için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap yazılır...” Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 250 Merhamet Ummanı Efendimiz şu örnek davranışı ruhları tesir altına alıp mü’mini yetimlerin hâmisi olmaya yönlendirme bakımından ne kadar güzeldir Beşir b. Akrabe şöyle anlatıyor “Uhud günü Resûlullah ile karşılaştım. −Babam ne durumda?» diye sordum. −Şehîd oldu, Allah’ın rahmeti onun üzerine olsun!» buyurdu. Ağlamaya başladım. Beni aldı, başımı okşadı ve devesine bindirdi. Sonra da −Ben baban, Âişe de annen olsun istemez misin?» buyurdu. Ben de −Anam-babam sana fedâ olsun yâ Resûlallah, tabiî ki isterim!» dedim. Şu anda saçlarım ağardığı hâlde, Resûlullah’ın mübârek elinin değdiği yerler hâlâ siyah kalmıştır.” Heysemî, Mecmau’z-zevâid, VIII, 161; Ali el-Müttakî, Kenzu’l-ummâl, XIII, 298/36862 İkinci tâlimat el açıp bir şey isteyen veya ilim ve benzeri herhangi bir talepte bulunan kimseyle alakalıdır. Bunları azarlamak, onlara sert konuşmak yasaklanır, onlara iyi davranmak emredilir. Eğer bir kimse maddi mânada bir hâcetini dile getirdiğinde, şayet imkân varsa ona yardım edilmelidir. Eğer yardım etme imkânı yoksa yumuşak sözle ve nezaketle özür beyân edilmelidir. Fakat hiçbir şekilde azarlamak, sert davranmak ve kovmak caiz değildir. Allah dostlarından Mahmûd Sâmî Ramazanoğlu şu davranışı bu konuda ne güzel bir örnektir Sâmi Efendi bir Anadolu seyahati esnâsında Ürgüp’te bir kişi otomobillerini çevirerek kendisinden sigara parası ister. Bir sehâvet güneşi olan Sâmi Efendi, bâzı yol arkadaşlarının içten itirazlarına rağmen “–Mademki istiyor, vermek lâzım” diyerek, etrafındakilerin şaşkın bakışları arasında adamın istediği parayı hiç düşünmeden verir. Buna memnun olan fakir de niyetini değiştirip “–Şimdi gidip bununla ekmek alacağım” diyerek sevinçle oradan ayrılır. Bu hâdise aynı zamanda sadaka olarak verilen malın helâlliği ve niyetin temizliği karşılığında meydana gelen iyilik ve güzellik tecellîsine dâir açık ve ibretli bir misaldir. Diğer ibretli bir misal de meşhûr sûfî Hasan Basrî Bir derviş, Hasan Basrî hazretlerinden bir şey istemişti. O da hemen ayağa kalkıp gömleğini çıkardı ve dervişe verdi. “–Ey Hasan, eve gidip oradan bir şeyler verseydin ya!” dediler. Hasan Basrî şöyle cevap verdi “–Bir defâsında bir muhtaç mescide geldi ve; Karnım aç!» dedi. Biz gaflet ettik, hemen yiyecek getirmedik. Onu mescitte bıraktık ve evlerimize gittik. Sabah namazına geldiğimizde bir de baktık ki, zavallı ölmüş. Kefenleyip defnettik. Ertesi gün, bir zuhûrat olarak, fakiri sardığımız kefenin mihrapta durduğunu ve üzerinde; Kefeninizi alın, Allah kabul etmedi!» yazdığını gördük. O gün; Bundan sonra bir ihtiyaç sahibini gördüğümde onu bekletmeyeceğim, hemen ihtiyâcını göreceğim» diye yemin ettim.” Topbaş, Faziletler Medeniyeti, II, 308 Âyette bahsedile اَلسَّٓائِلُ sâilden maksat “soru soran kişi” de olabilir. Buna göre soru soran kimse ne kadar karışık sual tevcih ederse etsin, her halükarda ona şefkatle cevap vermek gerekir. Böyle durumlarda kızmak, azarlamak ve kovmak câiz görülen bir davranış değildir. Üçüncü tâlimat ise Allah’ın nimetlerini şükrân ve minnetle anmak ve anlatmakla alakalıdır. Âyette bahsedilen “nimet”, Allah Teâlâ’nın Efendimiz verdiği ve vermeyi vadettiği her türlü nimetlerdir. Bunların en büyüğü ise şüphesiz Kur’an ve peygamberlik nimetidir. Bu nimetlerin her birinin kendine münâsip bir anlatma şekli vardır. İnsanın dil ile Allah’a şükretmesi, bütün nimetlerin kendisine Allah’ın bir lütfu olarak verildiğini bilmesidir. “Nübüvvet nimetini anlatmak”, tebliğ ve daveti hakkını vererek ve doğru bir şekilde yerine getirmektir. “Kur’an nimetini anlatmak”, onu insanlar arasında yaymak ve talimatlarını insanlara anlatmaktır. “Hidâyet nimetini anlatmak”, yolunu şaşırmış, sapıklığa düşmüş insanlara doğru yolu göstermektir. Bu işi yaparken de bütün zorluk ve zahmetlere sabırla tahammül etmektir. Bu şekilde her nimete münasip bir şükür ve teşekkür halinde bulunmaktır. DUHA SURESİ HAKKINDA BİLGİLER Duha suresi, Mekke döneminde nüzul olmuştur. Duha suresi, 11 ayettir. Duha, kuşluk vakti demektir. Duha Suresinin Nüzûlü Duha suresi, Mushaftaki sıralamada doksan üçüncü, iniş sırasına göre on birinci sûredir. Fecr suresinden sonra, İnşirâh suresinden önce Mekke’de inmiştir. Rivayete göre Fecr suresinin inişinden sonra öncekine nisbetle daha kısa bir süre vahiy kesilmiş, müşrikler bu olayı kullanarak Hz. Peygamber’e, “Herhalde rabbin sana darıldı ve seni terketti” demişlerdi. Bu sözlerden dolayı Hz. Peygamber’in duyduğu üzüntü üzerine bu sûre inmiştir Taberî, XXX, 148. Bizim iniş sıralamasında esas aldığımız bu rivayet dışında, Duha suresinin iniş tarihine dair başka rivayetler de vardır 1. İlk vahiyden Alâk ve Müddessir Sûrelerinin ilk âyetlerinden sonra uzunca bir süre vahiy kesilmiş, tekrar başladığında ilk olarak Duhâ Sûresi gelmiştir. 2. Necm Sûresi’nde geçen “Cebrâil”i bütün azametiyle görme ve ona iyice yaklaşma” sonucu Hz. Peygamber’de oluşan heyecan ve sarsıntı yatışsın diye bir süre vahiy kesilmiş, sonra Duhâ Sûresi gelmiştir İbn Kesîr, VIII, 287-288, 445-446; Şevkânî, V, 378. Vahyin mâkul sebeplerle kesilip araya fâsılaların girmesi her seferinde muhaliflerin dedikodu yapmalarına vesile olmuş, Allah da resulünü teselli etmiştir. Duha Suresinin Adı Sûre adını 1. âyetinde geçen ve “kuşluk vakti” anlamına gelen duhâ kelimesinden almıştır. Ayrıca “Ve’d-duhâ” adıyla da anılmaktadır. Buhârî, “Tefsîr”, 93; İbn Âşûr, XXX, 393 Duha Suresinin Konusu Müşriklerin üzücü söz ve davranışlarına karşı bir teselli olmak üzere Hz. Peygamber’e, yüce Allah’ın himayesi sayesinde çocukluğundan itibaren nice güçlükleri aşarak bugünlere geldiği hatırlatılmakta ve kendisinin de yetime, yoksula iyi davranması emredilmektedir. Kaynak NAMAZDA OKUNAN SURELER Fatiha Suresi Fil Suresi İnşirah Suresi Fecr Suresi Kureyş Suresi Maun Suresi Kevser Suresi Kafirun Suresi Nasr Suresi Tebbet Suresi Felak Suresi Nas Suresi İslam ve İhsan Duha Suresi-Nas Suresi - Dini Mesleki … Fatiha Suresini zammı sureden önce okumak gereklidir. Namaz sureleri olarak adlandırılan 10 surenin namazda okunma sırası ise Fil suresinden Nas suresine doğrudur. Kevser Suresi okunuşu ve anlamı > Kur’an-ı Kerim’in 108. suresidir ve 3 ayetten oluşur. Mekke döneminde inmiştir; ancak Medine döneminde indiği de rivayet edilir. Kevser suresi Kadir Suresi, Kur’an-ı Kerim’in doksan yedinci suresidir. Müfessirlerin birçoğuna göre Mekke döneminde inmiş olduğu belirtilmektedir. Oktay usta kübra aymelekSefa otel sivasJapon yapıştırıcısı elden nasıl çıkarSuperonline internet paketleri 12 jul. 2021 Duha kelimesinin sözlük anlamı kuşluk vakti, gün ve sabahtır. İniş sırasına göre 11. sure olan Duha Suresi, 11 ayet ve 40 kelimeden oluşur. Namaz Sureleri Namazda Okunan Ezberlemesi En Kolay Olan Sureler ico Kalbinizi Ferahlatacak İnşirah Suresi 50 Defa ico Duha Suresinin Okunuşu ve Kısaca 9 aug. 2016 Namaz kılarken sıraya riayet etmek için, FİL suresinden aşağısı okunuyor veya DUHA suresinden aşağısı Soran Sorularlaislami. Duhâ Suresi Meali Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla 1 Hz. Peygamber'e vahyin gelişi bir süre için kesilince müşrikler, "Rabbi onu terk etti" Kuran Öğreniyorum 86 - Nas Suresi Fatih Çollak; ico Namaz Sureleri Namazda Okunan Ezberlemesi En Kolay Olan Sureler; ico Okuyan Fatih Çollak Namaz Sureleri Duha Suresi Tecvid Kuralları Online Kur'an ve Kıraat ÖğrenimiDUHA'DAN SONRASI Adiyat Suresi ve Anlamı Zilzal Suresi ve Anlamı Beyyine Suresi ve Anlamı Kâria Suresi ve Anlamı Asr Suresi ve Anlamı Tekasür Suresi ve Kuran-ı Kerim son on sayfa Duha suresinin aşağısı konulu makalemize ulaşmak için bağlantıya tıklayınız ; Görüntülenme. Bu makale 55113 defa görüntülenmiştir. Kuran-ı Kerim'de doksanüçüncü sırada olan Duha Suresi hakkındaki tüm bilgileri yazımızda bulabilirsiniz. Duha Suresinin türkçe okunuşu, meali ve sesli 12 jul. 2021 Duha kelimesinin sözlük anlamı kuşluk vakti, gün ve sabahtır. İniş sırasına göre 11. sure olan Duha Suresi, 11 ayet ve 40 kelimeden oluşur. Duha ve altındaki sürelerin nerede nazil olduğu, nüzul sebebi, ayet ayet meali ve tefsirlerini içeren 10 sûre 10 şeyi engeller 1-Fatiha Suresi Allah'ın gazabını, 2-Yasin Suresi kıyamet günündeki susuzluğu, 3-Duhan Suresikıyametin korku ve dehşetini, 4-Vakıa Suresi fakirliği, miskinliği, 5-Mülk Suresi kabir azabını, 6-Kevser Suresi hasımların kinini, 7-Kafirun Suresi ölüm anındaki küfrü, 8-İhlas Suresi iki yüzlülüğü, samimiyetsizliği, 9- Felak Suresi Kuranı-ı Kerim'de Fatiha suresinden Nas suresine doğru bir sıralama var. Namazda bu sıralamaya uyulması gerekli. … Fatiha Suresini zammı sureden önce okumak gereklidir. Namaz sureleri olarak adlandırılan 10 surenin namazda okunma sırası ise Fil suresinden Nas suresine Konuyla ilgili olarak aşağıdaki ayetler de tetkik edilmelidir 52, böylece Biz, sana da Kendi emrimizden/Kendi işimizden olan ruhu/ Kur' 14 nov. 2019 Namaz içerisinde okunan dualar ve sureler hangileridir? Namaz Sureleri ise Fil Suresi'nden Nas Suresi'ne kadar olan surelere Bu sûre nâzil olunca, Hazret-i Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem sûrenin sonunda tekbir getirmişlerdir. Dolayısıyla sûrenin sonunda tekbir getirmek, Bir malın satılması için üzerine yedi defa DUHÂ suresi ve 7 defa FİL sureleri okunursa Allah'ın izni ile dilek hasıl olur. Duha Suresi Okunuşu . NOT Surenin tamamını görüntülemek için Sure simgesine tıklayınız Duhâ Suresi / سُورَةُ الضّحى, 93, 11-Mekkî, 11 Kevser Suresi / سُورَةُ الكَوثَر 17 okt. Duha Suresi, İnşirah Suresi, Tin Suresi, Alak Suresi, Kadr Suresi, Beyyine Suresi, Zilzal Suresi, Adiyat Suresi, Karia' Suresi, Tekasür Suresi, Asr Suresi, Sure ismini ilk ayetinde geçen ve kuşluk vakti anlamına gelen duha kelimesinden almıştır. Duha suresi güneşin yükselişini sembolize eden kuşluk vaktine Kur'ân'da yer alan yüz on dört sûrenin isimleri Hz Peygamber zama- Kâfirûn hem de Felak ve Nâs Sûrelerine ortak isim olarak verilmiştir. Sûrelere 26 aug. 2019 İçerikteki Sureler. Fatiha Suresi - Kur'an sırası 1; Ayet-el Kürsi - Kur'an sırası 2 olan Bakara Suresinin 255. ayetinde geçer. Duha Suresi Namaz sureleri olarak adlandırılan 10 surenin namazda okunma sırası ise Fil suresinden Nas suresine doğrudur. Namazda okunan surelerin sıralama aşağıdaki oriflame mart kataloğu 2022tövbe olsun bir daha aramam seniendonezya cep telefon kodupasta malzemeleri migroshangi brawl stars karakterisin testiistanbul amerika kaç saatkabiliyet eş anlamlısı nedir Armada kartal yuvasıCoban yildizi 4Merhaba komşu oyunu oyna

duha suresinden nas suresine kadar olan sureler